“KİMİN GÜVENLİĞİ, KİMİN YASASI?”
Tarih : 2015.03.03  09:05:20
İç Güvenlik Yasa Tasarısı Ayvalık’ta protesto edildi. Ayvalık İç Güvenlik Yasa Tasarısı Platformu tarafından, Cumhuriyet Meydanı’nda Cumartesi günü yapılan açıklamada, ‘İç Güvenlik Yasası bir sıkıyönetim halidir’ denildi.

Cumartesi günü saat 13.00’te başlayan protestoda yapılan açıklamada, ‘Son günlerde mecliste kavgalar oluyor: Merdivenlerden itilen, dayak yiyen, kafasına tokmakla vurulan milletvekillerini televizyondan canlı olarak izlememize rağmen, Yeni Türkiye'de gözümüzün içine baka baka, milletvekillerinin merdivenlerden kendilerinin düştüğünü, dayağı kendi arkadaşlarının attığını inanmamız bekleniyor. Kendi iç güvenliğini sağlayamayan meclis, bizlerin iç güvenliğini düşünüyor, bunun için gece gündüz, var gücüyle çalışıyor. İç Güvenlik Yasası'yla yaşamımıza neler giriyor?  Kolluk kuvvetleri sizi savcı kararı olmadan 48 saat gözaltına alabilecekler; Polis, hâkim ve savcı kararı olmadan istediği kişinin üstünü, eşyasını, aracını arayabilecek;  Polis toplumsal olaylarda 3 gün çıkmayacak özellikte boyalı su kullanacak; Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılmak katalog suç kapsamında sayılacak, ve herkes tutuklanabilecek; Herkesin telefonu 48 saat süresince hâkim kararı olmadan dinlenebilecek; Vali, toplumsal olaylarda belediyenin araç ve personeline el koyabilecek; personeline emir verebilecek; Kiraladığınız araç, gittiğiniz yer anlık olarak emniyet tarafından takip edilebilecek; Yüzünüzü kısmen dahi kapatmanız 5 yılla yargılanmanıza yetecek’ denildi. 

 

“BU YASAYA NEDEN İHTİYAÇ DUYULMUŞTUR?”

Açıklamada ayrıca, ‘Gün geçtikçe otoriterleşen hükümet için günümüz koşulları yetmemiş olacak ki, İç Güvenlik Yasası ile ucu karanlık, belirsiz bir mecraya giriyoruz; bu yasayı çıkarmak için canla başla, dişe diş, kavga gürültü uğraş içerisindeler. Vekillerdeki bu azmi, keşke yolsuzluk iddialarında, Yüce Divan oylamalarında da görebilseydik; “maden ocakları madencilere mezar olmasın” diye uğraşırlarken de görebilseydik; kadınlar şiddete, tacize, tecavüze uğrarken; kadınlar için var gücüyle çalışırlarken de görebilseydik. Ancak bütün çaba, “nasıl daha otoriter olurum, muhalefeti bastırırım, korkuyu sokak sokak, ev ev nasıl yaygınlaştırırım, ülkeyi dikensiz bir gül bahçesine nasıl dönüştürürüm”den başka bir şey değildir. Gezi'de şiddet içermeyen gösterilerin dahi tonlarca gaz bombasıyla, göz çıkarmayla, öldürmeyle sonuçlandığını biliyoruz. Unutmayalım; 4 ay kadar önce, Kobane eylemlerinde bu ülkenin 35 insanı sokaklarda öldürüldü.  İç Güvenlik Yasası'yla sokağa çıkmayı, itiraz etmeyi caydırmak amaçlanırken; devletin buna vereceği tepki de, sopayı aba altından değil, alenen göstereceğini ilân etmesidir. Bu
Şimdi soruyoruz: Bu yasa kimin güvenliğinin yasasıdır ? Neden ihtiyaç duyulmuştur? Bu yasa demokratik bir ülke tanımıyla yan yana getirilebilir mi? Bu yasa korkunun üzerine inşa edilmektedir, İtiraz ediyoruz, reddediyoruz! İç Güvenlik Yasası bizim değil, yönetenlerin güvenliğinin yasasıdır! İç Güvenlik Yasası bir sıkıyönetim halidir.

Yüzünü otoriter yönetimlere dönenlere, “ferman padişahınsa, sokakların da bizim olduğunu” hatırlatırız’ denildi.

199 kez okundu
Diðer Yerel Haberler Haberleri