“TÜRKLÜK BİR IRK MESELESİ DEĞİL, ADAMLARIN BİRLİĞİDİR”
Tarih : 2015.05.05  09:26:45
3 Mayıs Türkçülük günü, Ayvalık Cumhuriyet Meydanı’nda geniş katılımlı bir etkinlikle kutlandı. Türk Bayraklı tişörtleriyle ülkücü gençler Ata’nın anıtı önünde nöbete dururken halk oyunları ile renklenen Türkçülük Günü’nde kutlu dava olan Turan Davasının Oğuz Kağan atadan kalan miras olduğu vurgulandı.

Ayvalık Ülkü Ocakları, TÜRKAV, MHP ve Türk Eğitim-Sen’in işbirliğinde düzenlenen 3 Mayıs Türkçülük Günü kutlaması, Cumhuriyet Meydanı’nda saat 12.00’de başladı. Ülkü Ocaklarının bayrakları ile süslenen ve Yörük çadırı kurulan meydanda üzerine Türk Bayrağı tişörtü giyen gençler Atatürk Anıtı önünde nöbete durdu.

“MÜCADELEMİZ SON NEFES, SON NEFER VE SON DAMLA KANA KADARDIR”

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Ayvalık Ülkü Ocakları Başkanı Rasim Kayaş yaptığı açıklamada,  “Bu kutlu dava, Türklerin Kızıl elması olan Turan Davası, Oğuz Kağan atamızdan bizlere mirastır. Bilinen ilk Turan Devleti Saka’ların ünlü kağanı, İranlıların korkulu rüyası, Türk beğleri içinde adı ve kut'u ile tanınmış, bilgili, erdemli, büyük illeri elinde tutan, birçok kavme hükmeden Alper Tunga tarafından kurulmuştur. Daha sonra törenin bozulduğu dönemlerde defalarca kurulan Turan, Türklerin birliğe ve dirliğe ne kadar önem verdiğini göstermektedir. Türklerin bilinen ilk önemli yazılı belgeleri olan Göktürk Abideleri’nde, “Türk Sir Budun” sözü, yani “Birleşik Türk milletleri” kayıtlara girerek Türk Milliyetçiliğinin kökeninin ne kadar eskiye dayandığını göstermektedir. Peki, bunları neden anlatıyorum? Çünkü biz milliyetçiliği 1789 Fransız ihtilaliyle tanımış bir millet değiliz. Hayatında milliyetçilikle ilk defa tanışan iptidai Avrupa devletleri, şeytanın yaptığı gibi hataya düşmüş, kafatasçılık davası güderek milliyetçiliği Avrupa’da milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine yol açan kirli bir silah haline dönüştürmüştür. Hâlbuki bizim milliyetçilik anlayışımızın temelinde töre’nin yaşaması, toplumsal hukukun korunması vardır. Nitekim atalarımız : “ İl gider, töre kalır.” demiştir. O halde Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümüyle birlikte, Atamızın izinde giden Türkçülerin, işkencelere maruz bırakılmasının, tabutluklara atılmasının, tırnaklarının sökülmesinin, onun bıraktığı bozkurt heykellerinin tek tek yıkılmasının sebebi nedir? 80’li yıllara kadar Türkiye dışında yaşayan Türklerin varlığının, Anadolu Türklüğünden saklanmaya çalışılmasının sebebi nedir? İsmet İnönü döneminde, 1944 yılında, Komünist Rusya’nın baskı ve işkencelerinden kurtulmak için Kardeşlerine sığınan 146 Azerbaycan Türkünü, Ruslara teslim ederek Boraltan Köprüsünde katledilmelerine göz yummak ve Anadolu Türklerini yıllarca bu acıyı yüreğinde taşımak zorunda bırakmaktaki amaçları neydi? Bu olay, Türk’ün (?) Türk’e ihanetidir. Bu olay, bir devlet yönetiminin ne kadar soysuzlaşabildiğinin apaçık kanıtıdır. O gün orada görev yapan karakol komutanı akşam eve döndüğünde kafasına bir kurşun sıkarak intihar etmiştir. Boraltan’dan, 146 Azeri Türkünden bize şu dizeler kalmıştır; ‘Boraltan bir köprü, aşar geçer Aras’ı,Yuğsan Aras suyuyla, çıkmaz yüzün karası.Karası, karası, merhamet fukarası, Düşman bekler karşıda, önüne kattı beni, Can alınan çarşıda, kardeşim sattı beni. Dönüp seslendim geri, merhametsiz birine, Beni siz vursaydınız, şu gâvurun yerine’ Sayın Demirel zamanında Azerbaycan’da mevcut iktidara, Ebulfeyz Elçibey’e karşı neden gizli oyunlar oynandı ve bir KGB ajanı Nahçivan Cumhurbaşkanı olarak tanıtıldı? Rahmetli Turgut Özal, Azerbaycan’da 20 Ocak’ta Rusların yaptığı katliamı, bir gazetecinin sorusu üzerine; ‘Azeriler Şii biz Sünniyiz, Azerilere İran yardım etsin’ diye cevap verdi. Bunun sebebi neydi? Gelelim günümüze, Can Azerbaycan ve Türkiye hala din sömürüsüyle birbirinden uzak tutulmaya çalışılıyor. Hala mezhepler öne çıkarılıyor. Daha vahimi iki kardeş ülkenin kardeş kurucuları aynı odaklar tarafından saldırılara uğruyor. “ Ne mutlu Türküm diyen” Atatürk’ün heykelleri Ermeni ve PKK’lı teröristler tarafından parçalanıyor, birkaç hafta önce büyük liderimiz Azerbaycan’ın kurucusu “ Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez.” diyen, Rahmetli Mehmet Emin Resulzade Bey’in heykeli Ermeniler ve PKK’lılar tarafından parçalanıyor. Güney Azerbaycan kan ağlıyor. Oğuz Türklüğü birleşemediği için acılar çekiyor, katlediliyor. Suriye Türkleri sürekli saldırı altında. Doğu Türkistan Çin zulmüyle inim inim inliyor. Türkiye ve Azerbaycan arasına Ermeni ve PKK’lılardan oluşan bir set çekiliyor. Bunların hepsinin sebebi Turan’ın kurulmamasıdır. Azerbaycan ve Türkiye’nin birlikte hareket etmesiyle sağlanacak olan Turan geciktirilmeye hatta engellenmeye çalışılıyor. Bunu engellemek için her türlü terörizm dünya devletlerinin desteğiyle devam etmektedir. Yeni bir Ergenekon olmasın diye Ergenekon isminde bir terör örgütü bile uydurulmuştur. Ne olursa olsun Türkler Ergenekon’dan çıkacak Turan kurulacaktır. Unutulmamalıdır Türklük bir ırk meselesi değil “Adamların birliğidir.” Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan gittikleri için 1944’te işkencelere maruz kalan Hüseyin Nihal Atsız, Başbuğ Alparslan Türkeş, Zeki Velidi Togan, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal gibi onlarca Türkçü, size yemin olsun yolunuz yolumuzdur. Milyonlarca Ülkücü bu şer odaklarını ülkeden defedecek, Türk’e yapılanları unutmayacaktır. Var olsun Ülkü Ocakları, Var olsun Türkiye-Azerbaycan kardeşliği, Var olsun yüce Turan. O halde hep birlikte yemin ediyoruz? Varlığına, Birliğine ve Yücelerin En Yücesi Olduğuna İnandığımız. Ol deyince olduran, Gönüllerimizi iman nuruyla dolduran; Allah'a,  Kuran’a,  Vatan'a, Bayrağa ve Silaha yemin olsun. Şehitlerim, Gazilerim ve Başbuğum emin olsun. Ülkücü Türk gençliği olarak; Komünizme, Kapitalizme, Faşizme, Siyonizm’e ve her türlü emperyalizme karşı, mücadelemiz son nefes, son nefer ve son damla kana kadardır. Mücadelemiz Milliyetçi Türkiye'ye Turana kadardır. Mücadelemizde, hiçbir engel tanımayacağız. Yılmayacağız, yıkılmayacağız, başaracağız, başaracağız, başaracağız.  Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin” dedi.

“71 YIL ÖNCE BU MİLLETİN SAHİPSİZ OLMADIĞINI GÖSTEREN BİR HAREKET YAŞANDI”

Ayvalık TÜRKAV Şube Başkanı Veli Tuncay, “71 yıl önce bugün, milletimizin tarihinde bu milletin sahipsiz olmadığını gösteren bir hareket yaşanmıştır. İçine düştüğü veya düşürüldüğü her kötü durumda, her bunalımda hiçbir karşılık beklemeden ona sahip çıkan, kendisini millete gönüllü olarak adamış Türk Milliyetçileri, 3 Mayıs 1944’te de fedakârca, tarihi rollerini üstlenmişler, karanlık gidişata karşı bir milli-sosyal muhalefet olarak ortaya çıkmışlardır. Tarihin sorduğu sorulara verilen cevaplar, milletlerin yarattığı medeniyetler ve ürettiği kültürlerdir. Bizim tarihimiz, milletimizin yarattığı büyük bir medeniyet ve kültür zenginliğiyle tarihin bize sorduğu sorulara verilen cevaplar olarak anlaşılabilir. Ne var ki; tarihin bazı bunalımlı ve kritik dönemleri de vardır. Büyük “Osmanlı Çağlarından” sonra batı dünyasında meydana gelen “sanayi çağıyla” başlayan gelişmelerin, bize ödettirdiği bedel ağır olmuştur. Bir imparatorluk kaybetmekle kalmayıp ayrıca son iki yüzyılı “geri kalmışlık” ve “azgelişmişlik” diye adlandırılan olumsuz şartlar içerisinde yaşamak durumunda kalmışızdır. Yüzyılın başlarında, bütün milli varlığımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımız vakit, tarihin bize sorduğu soru “var olmak” veya “yok olmak” la ilgiliydi. O soruya milletimizin, “Kuvayi Milliye Ruhu” nun, yani milliyetçilerin, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının ne cevap verdiğini bütün dünya bilmektedir. Milli devletin kuruluş süreciyle, demokrasiye geçiş arasındaki dönemin, özellikle “milli şeflik dönemi” diye bilinen, tek partili rejimi olarak yaşanması, sonuçları bugünlere uzanan “demokratikleşme” üzerinde olumsuz izler bırakmıştır. İşte 3 Mayıs 1944’te Türk Milliyetçileri, bu dönemde gündeme gelen baskılara karşı ilk milli sosyal muhalefet hareketi olarak ortaya çıkmıştır.3 Mayıs; Türk milliyetçilerinin bayramıdır. 3 Mayıs; Türk milliyetçilerinin yabancı kültüre ve yabancı ideolojilere karşı baş kaldırdığı gündür. 3 Mayıs; Türk milliyetçilerine yalan ve iftiralarda bulunanların kendi iftira ve yalanları içinde boğuldukları gündür.3 Mayıs; Türk milliyetçilerine en acımasız işkenceleri yaşatanların karşısında "Çileler bizim rütbemizdir" diyerek, Şerefli Türk Milletine duyduğumuz en derin sevgi ve muhabbetimizi tüm dünyaya ilan ettiğimiz gündür. Ve 3 Mayıs; Milliyetçi Hareket’in müjdesidir, Ülkücülüğün mayalandığı membadır. Bugün Türkiye, etnik milliyetçiliği körükleyen ve Türk kimliğini her fırsatta reddeden bir siyasi anlayışla idare edilmektedir.Türk’üm diyemeyenlerin, Türklük şuurunu sorgulamaya açanların, Türk olmaktan gurur duyanları ırkçılıkla suçlayanların Aydın olduğu günümüzde 3 Mayıs Türkçülük Günü’ nün önemi bir kat daha artmaktadır.Büyük Türk Düşünürü Ziya Gökalp, bir şiirinde, bugüne mesaj verircesine şunları söylüyor: Karacık Dağı’ndan Kıpçak Çölü’nden, Gelen atalarım gibi Türk’üm ben. Bana yol gösteren benden olmalı, Olamaz Türk’e baş Türk’üm demeyen, Osmanlı kalamaz Türk’ü sevmeyen Bu duygu ve düşüncelerle Türk milliyetçilerinin mücadele tarihine altın harflerle yazılan bu anlamlı gününüzü kutluyor ve 3 Mayıs ruhunun Türk milletinin onurlu geleceğine ışık tutacağına yürekten inanıyorum. Bu vesileyle, Başbuğ Alparslan Türkeş ve kıymetli fikir adamı Hüseyin Nihal Atsız başta olmak üzere zorlu bir dönemde adını tarihe yazdıran bütün dava büyüklerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun” dedi. MHP İlçe Başkanı Mehmet Kaban ve ilçe yönetimi, Ayvalık Ülkü Ocakları Başkanı Rasim Kayaş, TÜRKAV Ayvalık Şube Başkanı Veli Tuncay, Türk Eğitim-Sen Ayvalık Temsilcilik Başkanı Ekrem Şevik, sendika üyeleri çok sayıda partili ve vatandaşların katıldığı etkinlikte açıklamaların ardından yapılan Halk oyunları gösterisi beğeni ile izlendi. 


361 kez okundu
Diðer Yerel Haberler Haberleri