İlknur İlhan, Mehmet Cemil Tosunoğlu, Halil Coşkun, Hatice Alkan, Vesile Özdem’den oluşan yürütme kurulu ile Perşembe günü, Cumhuriyet Meydanı- Talatpaşa Caddesi arasında barış yürüyüşü ve çağrısı yapan Ayvalık Barış Girişimi, 1 Eylül Dünya Barış günü için açıklama yaptı.

“HALKLARIN BARIŞ TEMENNİLERİ EGEMENLERİN HIRSLARI KARŞISINDA YENİK DÜŞÜYOR”

İlknur İlhan tarafından yapılan açıklamada, ‘Binlerce yıllık insanlık tarihi aynı zamanda savaşlar tarihidir. Uygarlık ilerledikçe gelişen savaş teknolojisi ile yıkım çok ileri boyutlarda gerçekleşmekte, bazen ulusların yok olmasına neden olmaktadır. Hitler Nazizminin cephesini genişleterek, faşizm dünya nizamını dönüştürmek amacını, Polonya’yı işgal ederek 1 Eylül 1939 da tüm Avrupa’ya ilan etti. Emperyalizm bunu fırsat bilerek savaşı paylaşım haline dönüştürerek tüm dünyaya yaydı. 1945 yılına kadar 60 milyon kişi ölmüş, ülkeler coğrafyası tamamen değişmiş, halklar yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmışlar bir daha bu türden yıkımlar olmasın dileğiyle 1 Eylül 1945 Dünya Barış Günü olarak anılmaya başlanmıştır. Bu günden geriye baktığımızda görüyoruz ki emperyalist güçler ve bölgesel işbirlikçileri yaşanan  bu yıkımlardan ders almamış, halkların Barış temennileri,egemenlerin hırsları karşısında,yenik düşmüş insanlık pek çok savaş ve yıkımı tekrar tekrar yaşamış ve yaşamakta. Yıllar öncesinden kurgulanan Yeşil Hilal ve BOP Projeleri emperyalizmin desteği ile Afganistan üzerinden başlatılmış olup Arap baharı yurtturmacası ile önce Fas-Tunus-Mısır daha sonrada orta doğuya yaygınlaştırarak adı konmamış bir üçüncü paylaşım savaşı hayata geçirilmek istenmiştir. 2002 yılında komşularla ’sıfır sorun’ vaadiyle iş başına gelen AKP hükümetleri eliyle bugün bir ateş çemberinin tam ortasında kalmış durumdadır.Emperyalizme göbekten bağlı yöneticiler tarafından ülkemiz giderek azgınlaşan savaş barolarının at oynattıkları bir yer olmuştur.Büyük Ortadoğu projesi bölgeye ithal ettiği Elkaide,El nusra,bokoharam gibi vahşi terör örgütlerinden derlediği adeta bir üst kurum olan İŞİD gibi insanlığı tarihe dine  medeniyete düşman bir ölüm çetesi eliyle orta doğuyu kan gölüne çevirmiştir.Uluslararası tüm istihbarat birimlerinin ortak kanaati bu çetenin Türkiye tarafından desteklendiğidir.Durum öyle bir hal almıştır ki iç siyasal hedefler uğruna,başka çaresi kalmayan AKP hükümeti yıllardır sürdürdüğü ‘’Tek başına hükümet olma’’ erkini kullanarak bölgede akan kanı durdurmak bir yana daha körüklemektedir.13 yıldır ülkemizi telafisi imkansız noktalara taşıyan AKP ve yöneticileri sadece akan  bu kandan değil EGE ve AKDENİZ de boğulan her bir candan da sorumludurlar. Bütün bunlardan sonra BARIŞ diyen bizler soruyoruz; düne kadar kardeşim dediğiniz Irak ve Suriye liderleri ile neden düşman oldunuz, Mısır’da İhvan’i Filistin’de Hamas’ı Suriye ve Irak’ta IŞİD i devlet eliyle desteklemekteki amacınız ne? Tüm dünyanın gözü önünde lojistik destek vermenizin, silah –mühimmat ve personel yardımınızın sizi Lahey de yargılanmaya götüreceğini biliyor musunuz? Buna benzer daha pek çok soru sorabiliriz. Örneğin yaklaşık  3 yıldır güneydoğuda  süren Barışı işinize geldiğinde ‘’Çözüm süreci’’ olarak vitrine çıkartıp 7 Haziran da tek parti sultanız bittiğinde ne için sonlandırdınız, Suruç katliamı ile neden düğmeye bastınız? diyebiliriz. Ölümlerle birlikte yaptırdığınız anketler sizleri tatmin etmemiş olacak ki bölgeyi topyekun saldırı alanına çevirip yeniden sıkıyönetim dönemine döndürdünüz. Şimdide muhbirlik yasası ile halkları kendi içinde birbirini kırdırmaya yöneldiniz. Bütün bunlar yaşanırken biz Ayvalık Barış Girişimcilerinin temel hedefi ülkeyi savaş ortamına sürüklemeye çalışan kışkırtıcıların karşısına dikilmek ülkemizde ve orta doğuda Barış’ ı savunmaktır. Sevgili ‘barış’ diyenler, adına ne derseniz deyin ortada son derece somut bir durum var. Kan akıyor kan.  Her gün insanlar ölüyor. Bizim insanlarımız kadınlar ,çocuklar, askerler ,polisler, siviller pek çok insan ölüyor.Barış girişimi bileşenleri olarak bizler Kürt ,Türk demeden ayrımsız bir acının tarafı olmak istemiyoruz. Silahların susmasını istiyoruz. Çözüm sürecinin demokratik haklar gözetilerek bir an önce başlamasını, barış ortamına hızla dönülmesini istiyoruz. Girişimimiz Ayvalık ‘ta barıştan yana  geniş halk kitlelerini harekete geçirmek için çaba göstermeyi amaçlamaktadır. Siyasi görüş ne olursa olsun bu amacı paylaşan  tüm kurum  kuruluş  ve kişileri girişimimize destek vermeye çağırıyoruz. İnadına barış,  yaşasın barış, barış istiyorum , barış istiyoruz diyoruz’ denildi.  Ellerinde ‘Barış istiyorum’ yazan dövizlerle etkinliğe katılan vatandaşların yazdığı barış dilekleri meydanda oluşturulan panoya asıldı.