28 Þubat… Ve ana maddesi…..
“Erzurumlu, nurcu Selahattin Kaplan, namý diðer KARA SES.
Ýlk mektep diplomasý yoktu ama Ankara Üniv. Ýlahiyat Fakültesi diplomasý aldýrýldý !
Diyanette çalýþtý. Ýmam, müftü, müfettiþlik, personel daire Baþkanlýðý yaptý.
Türk olan herkesten tabiî ki Atatürk’ten nefret ediyordu..
Almanya ya gönderildi. Köln’de, Ulu cami örgütlenmesini yaptý. Külliye ve yurt açtý.
Baðýþ adý altýnda onlarca para topladý.
Müritleri mülteci kabul edilmeyip tamamen Kaplan’ýn emrine veriliyordu.
Almanya tee o zamanlarda, Türkiye Cumhuriyetine karþý cihad ilan etti ve Alamanya “demokratik hak” diyerek göz yumdu.
Uydu üzerinde Tv yayýný tahsis edildi.
Çeþitli dillerde web siteleri hazýrlandý. Silahlý eðitim verdiriyor, Anýt kabire saldýrý planlýyordu.
Türkiye deki hakim ve savcýlara tebliðler gönderiyordu. Bölge imamlarý tayin etti. Malatya ve Van üniversitelerini karargah haline getirmiþti.
Ýþin en vahimi, bu yobazýn Almanya da monte edildiði teþkilat MÝLLÝGÖRÜÞ, Teþkilatýydý..
Bu yobazý Almanya ya gönderen kimdi?
Necmettin Erbakan..
Kara sesle, GÜLEN, 13 yaþýndan beri arkadaþtýlar ve Said-i Nursi’nin talebesiydiler..
Birini BND diðerini CÝA aldý…
Türkiye den kaçan Fetöcülerin Almanya ya sýðýnmalarý bundandýr”
Bu yazý, 23 Temmuz Pazar günü YILMAZ ÖZDÝL’in özet yazýsýdýr..
Þimdi ben 28 Þubat tarihinden beri bu bir darbe deðildir, uyarýdýr diye yazmýþtým. Bu günde ayný görüþteyim. Sincan da tanklarýn yürütülmesi yani resmi geçit yaptýrýlmasý bir darbe deðil uyarýydý.
Bu güne göz göre göre gelindi…
FETÖ ile sýký bir mücadele devam etmekte, inþallah kökü kazýnýr.
Kazýnýr derken, þimdi de ÝSMAÝLAÐA Cemaati ortaya çýktý. Ve olduðundan daha güçlü hale gelmekte.
Sakarya ya atanan yeni Vali, ÝSMAÝLAÐA Cemaatinin ileri gelen sakallý sarýklý öz be öz aðabeyi.
Makamýna oturduðu gün kalabalýk tekbir getirerek soktular odasýna yani….
AKP, yönetimi birinden kurtulmak çabasýndayken geriden geleni görmemezlikten gelmekte..
Kýzýný dövmeyen dizini döver denir… Ayný o misal…
Ve biz yine de soralým;
“bu iþin sonu nereye varacak?”
Bugün müfredattan kaldýrýlan ya da minik, hale getirilen bilgi yumaklarýnýn akýl hocalarý kimlerdir? Sorusunu sormak, hakký doðmuþtur…
*******************************
ÜLKÜ tepedeki bayrak…
Bu tepede bulunan gönderdeki bayraðýnýn olmamasý bazý vatandaþlarý rahatsýz etmiþ ve benim bu konu hakkýnda yazmam talep edilmiþti..
Yazdým ve yanýtý geldi..
“Edremit’in en yüksek tepesi ve son derece kuvvetli rüzgara açýk bir tepe, yeni asýlan bir bayrak en çok 3/5 gün sonra parçalanýyor, kasýt ya da ihmal yok” deniyor.. Haklý yanlarý yok deðil yani…..
*******************************
Bu bir komedi senaryosu mudur?
Ta kendisi… Adil Öksüz’ün amcasýnýn oðlu savcý , dayýsýnýn oðlu hakim her ikisi de halen görevde.
Bu haber doðru ise, Türkiye de komedi senaryolarý enflasyonu var demektir….
Bankaya para yatýran, terörist oluyor, teröristin kan baðlarý en kritik bürokraside görevde…
Ýsmail Dümbüllü keþke yaþasaydý.. Çok güzel canlandýrýrdý…
*******************************
Kamil SAKA’ya, reva görülen hukuksuzluk sonrasý, dilin kemiði yok misali bazý sorular sorulmakta, deðiþik senaryolar yazýlmakta…
Mesela, “bu bir gelecek operasyonun sinyalimidir?”
Denmekte..
Ben, Kamil SAKA’nýn çið yemediðine inananlardaným.. O, halde midesi ne bulanýr, ne aðýrýr..
*******************************
YUNUSLAR ve aklý selim….
Klarnet virtiözü Serkan ÇAÐRI, yunuslarýn bulunduðu havuz kenarýna oturarak klarneti ile “nasýl geçti habersiz” þarkýsýný çalmýþ ve yunuslar bu ezgi ile dans etmiþler…
Yunus ve insan…
Ýnsan ve bilim
Yunuslar dans öðreniyorlarsa, bizim ilk mektep çocuklarýmýz neden, fen öðrenemesinler?
Sen öðretmek iste bakalým, öðrenecekler mi?
Din dersine verilen bütçeyi artýrmak için FEN DERSÝNDEN TIRPANLARSAN, sana ancak Yunuslar güler.
Bu ülkeyi ileri deðil geri götürmek için her türlü icadý kolayca yürürlüðe koyan iktidar….
Yunuslar ve nasýl geçti habersiz ezgisi…..
Sen, “ya haci þam datli kaç para, sen yahþi çocuk sana yok para”
Üzülerek yazýyorum, Türkiye bu kafa ile, Yerinde say komutu gibi, yerinde sayacaktýr…
*******************************
AKÇAY
Terkedilmiþ bir tatil beldesi… Zabýta nerede ise hangi sokak, hangi cadde kendisinin sorumluluðunda olduðunu karýþtýrýr oldu.. Büyükþehir el koyduðu caddelerde parkomat istilasýna soktu. Parkomatçýlar kendi bildiklerince hareket etmekteler. Bazýlarý halka nerede ise sopa gösterecek kabalýk eðilimindeler. Akçay Postane civarýnda usulsuz park eder araçlar cabasý.
Trafik keþmekeþ..
Meydandan Postane istikametine giden daracýk yol git gidebilecek sen.
Ömür otelin önü hala belirsizliðini korumakta.. Otoparka oldu da bizim mi haberimiz yok.
Karýþýk kuruþuk iþler.. Büyükþehir Akçay’ý gözden çýkardý ise bu iþ o kadar kolay deðil..
HALKI SOKAÐA DÖKMEYÝN….
Defalarca yazdýk…Hak sokakta aranmaz diyor büyüklerimiz, Amma velakin buna sebep yerel yönetimler.. Yani bu tür olaylarda demek istiyorum.. Yýllarýn Akçay’ýný bu halk çöp kovasýna attýrmaz bunu bilmiþ olun.. Eyy Edip Uður bi zahmet masanýzdan kalkýp, Akçay da çay içmeye bekliyoruz.
DÜÞÜNCENÝN BÝTTÝÐÝ YER
“Emlak vergisi mi soygun mu?
By: Yalçýn BAYER (Hürriyet)
Bizden not: Evet bu konuda Belediyeler biraz okþayýcý olmalý..
Halk her konuda ezilmekte, kýlý kýrk yarmakta, baþýný sokacak
Ev alan kendini, imparator zannedecek duruma geldi. BARÝ HALKIN
OYLARIYLA yönetime geldiðinizi unutmayýn……
………………………………….
ÇÜÞ
Tutuklu yargýlanan bir vatandaþ, mahkeme günü
Adliye ye gelen küçücük çocuðuna sarýlmak istemiþ
Jandarma amiri izin vermemiþ… Ben bi yorum yapmýyorum.
Ya siz?
………………………………………
BÜYÜTEÇ
Eyyy BASKÝ..
Akçay ve civarý sivrisinek ve karasinek istilasýna
Uðrmamýþ durumda…
PÝNA DERESÝ ,lüks restoranlarýn tesislerin
Bulunduðu yerden denize açýlmakta. Ama þu anda akýþ yok, kara bir dere görünümünde
Kurbaðalar, her türlü melanet…Eyy Baski lütfen artýk halkla iliþkiler servisi kur.
Halka hizmet için bilgilendirme yap.. Sadece boru döþemekle yetkili bir þirketimisin?
Bilemem gari..Arýtma tesisi ve civarý bataklýk. Çaylar, dereler bataklýk..
Tut þunun ucunu döþeyelim abi…..
……………………………………
KULAÐINIZDA KÜPE OLSUN
Þeriatý bilmeyen çocuk matematiði ne yapsýn.
AKP, VEKÝLÝ HAMDÝ ÇAMLI..
……………………………..
…………………………………………………