ZEYTİNLİ KAVŞAĞI
Eyi güzel, düşünce güzel, çizim güzel her ne kadar çok geç kalındıysa da yapanı da alkışlamalı destek olanları da. ANCAAKK ! Beyler. Dönerli kavşağı yaptınız ama henüz bitmiş değil. Örümcek ağı gibi bir döner. Her yerden bir araç fırlıyor. Kimin nereye sapacağı daha belirlenmemiş, SİNYALİZASYONLAR KONMAMIŞKEN KİM BU KAVŞAĞI, BU HALİYLE HER TARAFINI TRAFİĞE AÇTI? Hangi akla hizmet yaptı bu uygulamayı? 24.05.2022 saat 11,30 da bir kamyonet motosiklete patlattı. Adam yere fırladı gerisi ne oldu bilemem trafik yoğundu devam etmek zorundaydım. Bu kazanın sorumlusu kamyonet sürücüsünden önce bu kavşağı bitmemiş haldeyken, sinyalizasyonlar yokken bütünüyle trafiğe kim açtı işte bilim adamı !! suçludur… Şu haliyle sadece AKÇAY-EDREMİT güzergahını trafiğe mecburiyetten açmak varken, her bir köşesini araç geçişlerine açarsan olacağı budur. Pek saygılı ve bilgili beyler.
TANIK SİZİN, BUYURUN.
***************
KİRA
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı son kabine toplantısında kiraların fahiş rakamlara ulaşması sonucuna dur demek için bir takım önlem üzerinde ilgili bakanlıklara talimat verdiğini ve tedbirin alınacağını açıkladı. Bu işin bugünü yarını yok, atı alan Üsküdar’a geçtikten sonra işe yaramaz. İlgili bakanlar uyku uyumasalar birkaç günden bir şey olmaz, gece gündüz çalışarak sonuca varmalılar…
***********
KARPUZ
Geçtiğimiz gün kamyonetle karpuz satan bir seyyar esnafa sordum. Küçük boy yok mu diye, olanlar bunlar abi dedi. Bir tanesini tart bakalım dedim, 11 kilo geldi. Kilosu kaç gayme dedim 10 lira dedi. 11x10= 110 TL. Hemen aklıma muziplik geldi bizim apartmana çok yakın yerdeydik. Daire komşularımı sorsam DANA YA girer gibi KARPUZA GİRERLER Mİ DİYE… Ya da hemen yanımızda çocuk parkı var karpuz mu eksem diye de düşünmedim değil. AKP’li bir üstün zekalı evinizde karpuz ekin demedi mi dedi. Eee çocuk parkına neden ekmeyeyim değil mi ya !!
***********
ABDÜLHAMİT TOPRAK KAYBETTİ Mİ KAYBETMEDİ Mİ?
Sanki çengel bulmaca. BU BULMACANIN CEVABINI ÖĞRENMEK İÇİN CEVAPLAR SAYFASINA YANİ TARİH KİTAPLARINA BAKMAK GEREKİR. Sorunun yanıtları ORADA MEVCUT… AKP’li HÜSEYİN Çelik PARTİNİN KURUCULARINDAN VE KIDEMLİLERİNDEN BİR SİYASETÇİDİR KENDİSİ. Çelik “Kıbrıs’ı İngilizlere verdi. Türkiye’nin şu anki topraklarının iki katından fazlasını kaybetti” diye açıklama yaptı. Reis’e ters düştü yani. Reis Abdülhamit hiç toprak kaybetmedi demişti… Çelik’i de kenara bırakıp TARİH KİTAPLARINA BAKMAK GEREKİR EN DOĞRU BİLGİ BUKİTAPLARDA MEVCUT…
************
NANKÖRLÜK HER MİLLETTE MEVCUT…
Son örneği Ukrayna’nın artist Lideri ZELİNSKİ… Avrupa’ya “hala neden yardım etmiyorsunuz ayda 5 milyar dolara ihtiyacımız var” dedi. Yahu artist “Avrupa’nın desteği olmasaydı sen çoktan BEYAZ BAYRAĞI dikmiştin. Şimdi hala diyor ki “Rusya’ya daha fazla yaptırım yapın” be artist savaşı sen mi kazanacaksın Avrupa mı? Sanki dizi çekiyorsun be ZELİNSKİ Rus iş adamlarının uçaklarına, yatlarına bile el konuldu… Ben ne moskofu tutuyorum ne seni…Putin hem seninle savaşıyor hem Avrupa’yla, hemi de Amerika ile… Nankör olma, her ikinizde aynı tohumsunuz… Bu savaşta suçsuz yere ölenlerin hesabını vereceksiniz ama siz bu inanca da sahip olmadığınız için boşuna kiliseye falan gitmeyin…Bu sorunu biz Türkler AMERİKA’NIN, KORE savaşlarında hiçbir mecburiyetimiz olmadığı halde binlerce KUNURİ savaşlarında şehit verdik. NATO ve Amerika’nın kurbanı olduk. Rahmetli babam bu dönemde subaydı ona da KORE görevi çıktı ama babam gitmedi. ”Ben ülkemi korumak için yetiştirildim beni Kore savaşı ilgilendirmiyor” diye dilekçe verdi. Rütbesi durduruldu ama iki yıl sonra mahkemeyi kazandı ve rütbesini geri aldı. Nerede şimdi öyle subaylar?
************
(ÇERÇEVELİ ) GEÇMİŞ OLSUN
Edremit Belediye başkan yardımcısı, KÜRŞAD SERKAN SARAN kalp damarındaki tıkanıklık
nedeniyle STENT takılma operasyonu geçirdi ve sağlığına kavuştu. Can-ı yürekten iyi dileklerimi sunuyorum… (NOT: BİR ABİN OLARAK, BİRAZ KİLO VERMENİ SALIK VERMEME İZİN VER)
************
ELİNİZİ ÇABUK TUTUN HEMEN EVLENİN
Başlığın içeriği, AKP Kayseri vekili pek sayın , HÜLYA NERGİS’e ait. Gençlere yol gösteren her halde bir aile sorumlusu bakan hanımefendidir. Elinizi çabuk tutun cümlesini duyunca “eyvah beyaz eşyaya, mobilyaya yine mi zam gelecek te bakan hanım böyle dedi” diye hayıflandım. Teşbihte hata olmaz… Bayan vekilin beyaz eşyanın bugünkü fiyatlarından haber yok zannedersem. Evlenin demekle evlenilmiyor be bacım. Bir ev düzmek kaç para? Düğünden vazgeçtim ikince el beyaz eşya alacak halları yok ki garipler evlensinler…Yatak odası olmasa da olur. YAYAR BİR ŞİLTE YERE ama BUZDOLABI AKP döneminde hayatımıza girdi onun hakkını nasıl yeriz diye düşünmeyecek mi gençler !!!!
**********
DÜŞÜNCENİN BİTİTĞİ YER
“YOKLAMA KAÇAĞINA BEDELLİ ASKERLİK”
By: gazeteler
Bizden not; Parası yoksa !!
……………………………………………..
ÇÜŞ
Sarraf pardon ZARRAF, AMERİKA’DA UÇAK ALIYORMUŞ
Uçtu uçtu bizim paracıklar uçtu… Türkiye’de el konulan menkul ya da
gayrimenkulleri ne oldu?
………………………………
BÜYÜTEÇW
Akçay kordonda taş döşeme yapılıyormuş. Esnaf Edremit Belediyesine ateş
püskürüyor, burnundan soluyor. Bugüne kadar neredeydi bunlar diye sorup duruyorlar.
Valla barut gibiler sakın yanlarına yaklaşmayın.
…………………………………………….
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Mazlumun ahı yerde kalmaz
ATASÖZÜ
………………………………………..
HALK SORGULAMAYA MECBUR
Patron halktır… Patronunu takmayan çalışanlar yasanın falan felanca maddesine göre işten çıkartılır ve o maddelere göre başka yerde çalışamaz. Patron ne derse odur. Yani Halk Edremit’in patronudur. Patronu takmayan Edremit Belediyle yönetimidir. Patron bunları işten çıkartmak için gerekli prosedür ve zamanı bekliyor. İş akdininiz bitmek üzere… Kızım sana söylüyorum belediye sen anla…
**********
AKÇAY-GÜRE SINIR KÖPRÜSÜ
Yeni mahallede Pina deresinden sonraki köprünün altında bazı vatandaşlar balık tutarlardı. Şimdi ne balık var, ne solucan. Zehir gibi sıvı akmakta kim bakar, kim görür.
************
ADAY ADAY
Aday adayının adaylık hayali ne güzeldir, kim bilir tadından yanına ulaşılamaz. Tatlı hayaller. Sağa sola şimdiden başkanlık fiyakası… Paran var mı paran… Hangi parti olursa olsun SİFANİSİ SAĞLAM OLANI aday adayı yapar, biraz daha sifani serpersen BAŞKANIMIZ budur der möhürü basar adının üzerine… Para, para, para. Kulakların çınlasın NAPOLYON…
************
TELEFON KADAR YAKINIM
Yalandan kim ölmüş? Ara ara bulabilirsen… Sessize almıştım yahu kusura kalma. Yalan yalan gel boynuma dolan. Ekranda ismini görünce açmadığını sen göremiyorsun ya. Sessizmiş geç bi kalem… Menfaati olsun da bak kenefte bile açar telefonu… İnsanları nüveleri değişti. Evrim geçiriyor insanoğlu MENFAAT DÜNYASI KARDEŞİM… İşine gelirse…
"SAHİP OLMAK YA DA OLMAK"
Yıllar önce Kazdağları eteklerinde arkadaşlarla piknik yaptığımız bir hafta sonu, gözüme kendi doğal ortamlarında neş'e içinde açmış rengârenk Anemon Çiçekleri yani Dağ Lâleleri takıldı.
Jest olsun diye kalktım bir demet onlardan topladım ve kız arkadaşıma sundum.
O, bu jestime karşılık olarak kafasını bile kaldırmadan, benimle göz teması kurmadan buruk ve donuk bir tebessümle teşekkür etti.
Beğenmedin mi? diye sorunca;
"Beğendim, hem de çok beğendim, hadi şimdi git onları kopardığın yere götür ve hepsini bir bir yerlerine tak" diye karşılık verdi.
Ne söylediğini, bana nasıl bir ders verdiğini çok iyi anlamıştım. Utancımdan yerin dibine girdim.
Elimde topladığım Anemonlara öylece bakakaldım. Sonra fark ettim ki, Anemonların hepsi birden gözlerini bana dikmiş "Neden bizi kopardın, neden bize sahip olmak adına bizi öldürüyorsun, buna hakkın var mı?" diye benden hesap soruyorlardı.
Yan tarafta akan derenin yanına usulca gittim, onlardan sessizce özür diledim. Bir daha böyle salakça, alçakça, bencilce şeyler yapmayacağına, her canlının yaşam hakkına saygı duyacağıma dair söz verip, onları Kazdağları'nın buz gibi sularına büyük bir vicdan azabıyla bırakıverdim.
Sonraları Erich Fromm'un "Sahip Olmak ya da Olmak" kitabını okuduğumda, hemen yaşadığım bu üzücü olay aklıma geldi. Öz olarak hemen hemen aynı şeyleri anlatıyordu Erich Fromm.
Varoluş biçiminin erdemini bu kitapta çok iyi tanımlıyordu yazar.
O günden sonra yaşam şeklimi, düşünce biçimimi tekrar gözden geçirip, tüm canlılara ve doğaya karşı tutum ve davranışlarımda daha duyarlı olmaya çalıştım.
Kendi yaşamımda da şunu gördüm ki;
Bir şeye sahip olmaktan ziyade, o şeyin güzelliğine, varlığına sevinmek, ona değer vermek ve yaşatmak, herkesin eşit şekilde fayda görebilmesini sağlayabilmek, paylaşabilmek, evrensel değerlere, adalete, vicdana inanmak ve saygı duymak, o kişiyi daha çok "İnsan" yapıyor ve mutlu ediyor.
Sonuçta; insanların savaşlarla birbirlerini yok etmedikleri, gelecek kaygılarının olmadığı, ekonomik, kültürel ve sosyal olarak dünya nimetlerinin doğaya zarar vermeden eşitçe paylaşıldığı, her canlının yaşam hakkına saygı duyup, hiçbir canlının şiddete maruz kalmadan özgürce, kardeşçe, dostça, sevgi dolu bir "Dünya"da yaşaması, herkesin esas beklentisi olmalıdır diye düşünüyorum...