ZEYTİN YAĞI…
Halk arasında hep söylenir “zeytinyağı gibi üste çıkma”. Zeytinyağı neden üste çıkar derseniz? Aynı insanların sosyal hayatta birbirleriyle olan teşrik-i mesaileri gibi… Su ve zeytinyağı moleküllerinin farklı olması şeklinde açıklamış bilim adamları… Yani kimyasal olarak iki ayrı moleküllerin kaynaşabilmeleri için KİMYASAL OLARAK BENZEMELERİ GEREKİR…
Bu çizgiden yürüdüğümüzde, kimsenin kimseyi beğenme koşulu olmamasına rağmen, herkesin ÖZ ELEŞTİRİ yapması en azından kendisi için faydalı olur. Özeleştiri yapılmasını zul ve kompleks haline getiren ya da getirenler işte başlıktaki ZEYTİNYAĞI ve SU örneğini ortaya koymuş olurlar… İnatla aynı uygulama sonunda kaptaki karışım kimseye yararlı olmaktan çıkar.
Yukarıdaki oluşum ne yazık ki ülkemiz siyasetinin vazgeçilmez formatı haline gelmiştir… Ülkemiz yönetimi dünyada olduğu gibi siyaset eşliğinde yürümektedir… Ne yazık ki ülkemiz devlet yönetimi demokratik sistemle yürümemektedir… Meclis sadece sembolik bir varlık olarak ünvanını korumaktadır… İktidar muhalefeti yok sayarak ülkenin en önemli konularında bile tek başına karar vermekte. Hal böyle olunca muhalefet sadece eleştiri birimi olarak varlığını sürdürmekte…
Geçtiğimiz aylarda devletimize karşı gerek eylemini, gerekse söylemini hakarete vardıran ABD başkanına karşı “kimse Devletimizin Cumhurbaşkanına bu üslupla hitap edemez.” Şeklinde arka çıkan muhalefet partileri hiçe sayılması etik değildir… Muhalefete sadece. Muhalefet işi bırakıldıysa yapılan her muhalif söylemler delil eşliğinde yapılmışsa, bu söylemler delillerle ya çürütülmeli ya da o yapılan haksızlıklardan geri dönülmelidir…
Başlıktaki Zeytinyağı ve su örneğinde olduğu gibi zıt kutuplar bağdaşamazlar. Aynı kap içinde, ihtiyacı giderecek unsuru yaratamazlar… Son günlerde kaptaki karışım tamamen zararlı ürün haline dönüştü.Tehdit, ağızlara yakışmayan hakaretler tavan yapmış ama iktidarın gücüne sırtını dayayanlar hakkında ne hukuk, ne iktidar tarafından azarlanmamakta. Hal böyle olunca bu çirkinliğin önüne geçilemez. Kavanozda mermi göstererek “hepinize sıkarım” diyen için HUKUK parmağını oynatmıyor… Sonunu düşünmek bile istemem. Bu açık ve net tahriktir. Tehlikeli boyutlara ermeden önce iktidar sonra hukuk acilen tedbir almalıdır. Bu konuda ne zeytinyağı, ne su olmaya gerek yok. 5 Mayıs 2020 Salı günü CHP’li İstanbul MALTEPE belediye başkanı ALİ KILIÇ, Ahmet Hakan’a çok anlamlı, çok temiz üslupla bir mektup göndermiş. Hakan büyük punto ile “SEN NE GÜZEL CHP’lisin ey ALİ KILIÇ” cümlesiyle teşekkür etmiş… Kılıç, Başkan’ın bu mektubundan bir paragrafı paylaşmak istedim.
“İnsanlar elbette ki farklı düşünebilir. Elbette ki, farklı pencerelerden ama aynı doğruya bakabilir. Şu gök kubbenin altında hepimiz güneşin ışınlarından faydalanıyoruz. Güneş size daha az bana daha fazla gülümsemiyor. Siyaset uzlaşma sanatıdır” diye devam eden bu mektubu acaba AKP genel başkanı A. HAKAN’ın köşesinden okuma fırsatını buldu mu?
Öte taraftan Hürriyet gazetesi köşe yazarı FUAT BOL, 4 mayıs 2020 Pazartesi günü yazısını bir paragrafında “bugünkü iktidar muhafazakar olmasına rağmen hep sosyal politika üretti sürekli fakir fukaraya garip gurabanın yanında oldu” falan felan şeklinde yazısına devam etmiş…
Eyy be can arkadaş. Bak sana can arkadaş diye hitap ediyorum.Muhafazakar zihniyet – komşun açken sen tok yatma” hadisini bilmesi gerekir. Bu biirr daha bir hafta önce, bir AKP’li belediye meclis üyesi Whatsapp gurup hesabında “koli vereceklerimiz CHP’li olmasın dikkat edin” dedi. CHP’li bir fakir guraba olması el uzatılmasına engel mi? Zeytin yağı ve su bu işte…
*******
GEVŞEME
Gorona !! nedeniyle uygulanan kısıtlamalar da azaltmalar açıklandı. Ben buna müsaadelerinizle GEVŞEME diyeceğim… Toplumumuz bu gevşemeye geleneksel olarak müsait mi? Hiç zannetmiyorum.
Ekranlarda kısıtlama içinde bile neredeyse kucak kucağa Pazar yerlerini izledik. Kavga döğüşleri gördük… Kendi sağlık kültürüne saygı duymayan toplumda biraz iyileşme oldu diye GEVŞEME inşallah ters tepmez… Kısıtlamaları delen ülkeler arasında kaçıncıyız bilemem. Bildiğim bir şey varsa GEVŞEME.
*******
EDREMİT BELEDİYE YÖNETİMİ
Halkın sorduklarını buradan devamlı yazmaktayım. Ama bir tek yanıt alamadım. Sanki kapalı kutu. Ben, o bunu demiş. Bu falana koltuk çıkmış derdinde değilim. Halkın Belediyesi spotu ile göreve gelen bir yönetim. Halkı sorunlarıyla ilgili yazılanlara bilgi verme zorunluluğunu taşımaktadır… Daire müdürlerine yasak mı var? Zannetmiyorum. Bazı müdürler teşbihte hata olmaz “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” misali gözlerini ve kulaklarını tıkayarak kendi bildiklerince masada oturmaktalar… Özel Kalem müdürü gece gündüz telefonunu açmakta yanıt ve bilgi verebilmekte. Halk adına teşekkürü borç bilirim… Bu artık bıçak kemiğe dayandı misali bir ay daha bekleyeceğim ve adı ve masasının adıyla yazacağım. Halk için o masada oturuyorsan başımızın üstünde yerin var yok…. İçin varsa o masa tapulu malın değil bilmiş ol…
*******
MASKE
Yine aynı konu. Şimdi paralı satılacak deniyor. Nerede satılacak? Kaç paraya satılacak? Tellisi kaç para telsizi kaç para… Arap saçı yani
*******
BERBER
Açılıyor. Eyi güzel… Kardeşim 65 ve üzerine 4 saat görüş ! izni verdiniz de TRAŞ nasıl olacak bu insanlar? Berberin pazar günü mekanını açma mecburiyeti var mı? Bir saç tıraşı 30 dakika sürse kaç kişi aralıklı koltuğa oturacak? Ayrıca her inanın müdavimi olduğu berberi var… Bir berber bir berbere gel seninle falan diye tekerleme mi söyleyecekler? TRAŞ yani…
********
MANTOLOMA
Kendimi mantolomaya alalı neredeyse 50 gün olacak. Evin karolarını ezberledim… Nuran’ın kelime oyununu izleyip kendi aramızda yarışıyoruz. Ekranlarda izlenecek bir halt yok. TRT müzik kanalına açıyoruz evirip çevirip eski CD leri koyuyorlar. Yahu bari Hacivat Karagöz’ü koyun eski çekimler bile olsa. Hiç olmazsa güleriz. Nuran, can sıkıntısının acısını mutfaktan çıkarıyor. Çiçekleriyle konuşuyor… Mantoloma yeni nesil dalga motor, ee biz 68’liler övünmek gibi olmasın yani…
Bendeniz cennet mekan kuşu, gavur klavyesine alışık olmadığım için son 40 gündür okuduğunuz köşe yazımı gagalamaktayım. Gazetecilik insanın kanına girdi mi onu bünyeden çıkartacak AŞI YOK. Yine telefonla aranıyorum yine okurlarımın sorunlarına derman olmaya çalışıyorum. Gazetecilik stajı yaptığım yıllarda MİLLİYET Gazetesi’nde CIMBIZLA dizgi yapan üstadları gün gibi hatırlıyor, nasıl bir meşakkatle gazete çıkarıldığın YAD ediyorum… Geçmişini unutanları gördükçe de utanıyorum.
Birde karanlık oda da gelen film makaralarını tab edip en iyi görüntüleri bulabilmek adına. Güneşi unutan usta Fotoğraf ustaları… Eee tabii ki sabahın köründe gazeteleri yükleyip BAB-I ALİ yokuşundan fırtına gibi inen gazete dağıtım kamyonların sürücüleri.
*******
GÜRE KORDON
Büyükşehir ve Edremit Belediyesi ortaklaşa düzenleme yapıyorlar. Zemin taşları yenileniyor, çehre güzelleşecek. Hazır elleri varmışken. ÇÖPLÜĞE DÖNEN BALIKÇI BARINAĞI. Yahu yıllardır utanç merkezi olan bu barınağın sahibi kim? Kimlerin yönetiminde? Teknelerden kim AİDAT alıyor?
Geçen yaz Akçay Yenimahalle’de 3 KIÇTAN takma motor çalındı. Gece çalanlar motoru alıp tekneyi salıverdiler… Balıkçı barınağı neden düzenlenemiyor? Yenisini yapamıyorsunuz bari mevcut olanın elini yüzünü düzgünleştirin…
********
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“Eğitim sistemi, 17 yılda 17 kez değişti”
By. Öğrenci velileri
Bizden not: Yaranamıyor iktidar. Gençlerimiz her yıldan bir tatlı kaşığı bilgilensinler diye yavaş yavaş bilgi akışı…
******
ÇÜŞ
Mermili kavanoz. Kurşun adres sormaz. ADRESİ şaşırırsa?
…………………………………..
BÜYÜTEÇ
Sayın HASAN ARSLAN… Zeytinli belediye başkanlığınız döneminde Altınkum bölgesini çok iyi bildiğinize, vakıfım. Bi zahmet yabancısı
olmadığınız bu bölgede RUHİ SU ve HAMDİ TÜRE caddeleri var. Ruhi Su caddesini 2 no’lu minibüs hattı da kullanıyor. Toz toprak, mıcır, lütfen bi zahmet makam aracınızla buradan geçiverin. Yazmaktan bıktım.
………………………………
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Önce kapının önünü temiz tut
ATASÖZÜ