Uður TARIMAN
29 Ekim 2020 Perşembe
Tarih : 2020.10.28  17:32:10

BİR DOST BULAMADIM…

Ne hüzünlü  söz dizeleridir değil mi? Dost... Bu kelimenin içeriğini anlatmak için sayfalar yetmez. Bazı bazı insanlar bir dost bulma uğruna neler vermezdim derler değil mi?

Bu dizeler türkü haline getirildiğinde güftesi bile her kelimesi  yürekleri dağlıyor…

Ne acılar çekmiş ki böyle  içimizi dağlayan bir dizeleri dizmiş ozan...

Bir dost bulamadım gün akşam oldu

   Kendi efkarımca   okur yazarım

   Bir dost bulamadım gün akşam oldu.

                                    *

   İki elim kalkmaz oldu dizimden

   Bilmem amelimden bilmem  özümden

   Akıttım kanlı yaş iki gözümden

   Bir dost bulamadım gün akşam oldu

                                   *

    Yine boralandı dağların başı

    Akıttım gözümden kan ile yaşı

    Emanet alır ot veren kişi

    Bir dost bulamadım gün akşam oldu

                                      *

    Bozuk şu cihanın pergeri bozuk

    Yazıktır şu geçen ömüre yazık

    Tükendi daneler kalmadı azık

    Bir dost bulamadım gün akşam oldu.

                                      *

     Kul himmet üstadım ummana  dalam

     Gidenler gelmedi bir haber alam

     Abdal oldum çullar geydim bir zaman

     Bir dost bulamadım gün akşam oldu.

 

Pir SULTAN Abdal... Asırlar geçse bile bu sözler, yine o gün de  de aranılan sözler olacak. Yani  DOST bulmak o kadar zor...

Bugün, kişisel değil devlet olarak da bu sözleri söyler olduk. Etrafımızda bir dost yok… Var belki ama biz bulmayı beceremiyoruz. Tek taraflı dostluk olmaz elbette. Karşımızdaki de bizim dostça yaklaştığımıza kani olmalı ki bize dostça yaklaşımda bulunsun…

Uluslararası dostluk ne yazık ki dinsel çerçeveye oturtuldu ve İSLAM  karşıtlığı ön plana çıktı. Ancak zayıf olduğumuzu zafiyetlerimizi ne yazık ki unutmaktayız. Argodaki  “gebe kalmak” sözü bu görüşe pek uyar. Teknolojiden uzak bir yaşam biçimi içinde olan İSLAM dünyası, yaşamda Hıristiyan alemine bu konuda ne yazık ki gebedir…

Son günlerde bu  eyiden eyiye su yüzüne çıktı. Batı dünyası hiçbir konuda yanımızda değil. Hadi Hıristiyan diyelim, peki İSLAM alemi neden yanımızda değil? Suudiler geçmişte olanın intikamını alıyor gibiler.

Hristiyan alemi eski bir Türk sözü vardır, “bir kaşık suda boğacak” misali bu fırsatı kolluyor. Ama ne yazık ki İSLAM ALEMİ BİR BÜTÜN OLMAKTAN UZAK BİR CEHALETLE kendi kuyusunu kazmakta.

Suudiler, Katar, Dubai  GURUBU ÖZELLİKLE  sadece başındakilerin zevk, sefahat sarhoşları. Bunlar lüks içinde yaşarlar ama halkları sefalet içindedirler… Hristiyan alemine GAVUR derler ama batı ülkelerine gittiklerinde marka şarap, marka viski, marka sarışınlara oluk gibi para akıtırlar. Gavur dediklerinin her bir buluş ve nimetlerinden boğulurcasına faydalanırlar…

Bugün elle tutabileceğimiz bir tek dostumuz yok. Var diyen çıksın meydana… Kıbrıs’ı tanıyan bir tek İslam ülkesi  var mı? Hangi konuda bir İslam ülkesi yanımızda oldu? KATAR  bence bir ülke değil bir sülalenin malikanesi… Bütün servet bu ailenin devlet diye bir halt değil yani… Ve ne yazık ki biz bu sülaleye ne istedilerse verdik ve veriyoruz… Dostta değiller, postta değiller…

***********

BİR SÖYLENTİ VAR

Edremit, Şehit Hamdi bey stadyumunun arka tarafı yani ova denilen kesimin  imar durumu değişecekmiş ! Söylenti diyorum, ben demiyom yani… Binlerce zeytin ağacının yaşadığı yeşil ova.

Belki yeni bir Edremit kurulur, biz eski Edremit’te yaşar oluruz. Yani Edremit ikiye ayrılır, eski ve yeni… Ben söylemlerde bulunanların yalancısıyım…!

**********

AKÇAY ŞEHİR SUYU ŞEBEKESİ

Bu konuda Akçay’da bir takım faaliyetler var. Borular falan döşenmekte. Baski kazıyor ,kazıyor ve bu kazılan yerleri Edremit Belediyesi tarafından yol yapım işleri yapılacak. Aynı SAKA döneminde olduğu gibi. Edip aga da kazdı kazdı, ”Taşları sen döşe parasını ben vereceğim” dedi. Saka döneminde bu  taş döşeme ve yolların tekrar onarımı için yapılan masrafları alana kadar göbeği çatladı. Nüfusu 20 bini bulan Akçay’a yetecek su debisi ölçüldü mü bilemem ama bu tabiat kanunu değişti. Mevsimler 4’ten ikiye indi, bir yıldır doğru dürüst yağmur yüzü görmedik, yarın ne olacak belli değil… Mevcut  artezyen motorlarını halk ne yapacak?  Kaçak kullanım nasıl önlenecek, park ve bahçelerin sulama işlerine debi yetecek mi? Bu ve benzeri soruların alt yapıları belli olmadan kazma vuruluyor.

**********

KENT KONSEYİ

Tuncay Kılıç DÖNEMİNDE, “POŞETE HAYIR” kampanyası başlatılmış ve her tarafa duyuru pankartları asılmıştı. Dönemin Kent konseyi bu bağlamda  güçlü bir adım atmıştı. Ama ömür yetmedi. İmdi  her taraf topraktan çok NAYLON POŞET kaplı… Kanserojen diye dünya bir yerlerini yırttı, yırtıyor. Bugün Batı dünyasında naylon poşet  yok… Minik çocukların bile ellerinde poşetle ürünler var. Okula giderken  anneler bir takım yiyecekleri naylon poşete koyup bebelerin  mama çantalarına koymaktalar…

Bugün de bir KENT KONSEYİ  var ne gibi sorunlarla iştigal etmekteler bilen var mı? Denizde bile yüzen naylon poşetler suratımıza bakıyor…

Ülke geneline damgasını vuracak bir tek hareket bizim 169 binlik Edremit’ten çıkmadı… Saldım çayıra Mevlam kayıra…

**********

İNTERNET PAZARI

Büyük bir sektör oldu. Pazarlarda satılan her bir ürünün denetimi olması gerekirken, biz açık Pazar deyimini başka türden anlıyoruz. İnternetin açık pazarı her derde deva... Teee 2016 yılında “350 TL’ye 7+1 fişekli tüfek” ilanını yazmışım. Yani o gün için bedava. Bugün olsa olsa 1000 TL olsun 7+1 al ve istediğine SIK… Bebeler balon gibi sat, ne karışan ve soran…

**********

DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER

“Beyin sağlığı için biber yiyin”

By: Bir gastronomi Prof’u

Bizden not: Hoca bir not yazmayı unutmuş. Acılı mı acısız mı?

***********

ÇÜŞ

Kim, kimi kurşunlamış, kim kimi bıçakla birkaç parçaya bölmüş. Kim karısının gözünü patlatmış. Kim kime tecavüz etmiş. Gazetelerin

üçüncü sayfaları dolduğu için baş sayfaya bile taştı. Paparazzi gazetesi oldular yani...

………………………………..

BÜYÜTEÇ

Sokak köpekleri dedik, Edremit Belediyesi’nde bir tek  gazete okuyan yok demek ki!

……………………………….

KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN

Bi günaydın diyene bi günaydın bedava

İNTERNET SÖZÜ

………………………………………….

2016 YILI VE SAĞLIĞIMIZ

Tee o tarihte, Sağlık Bakanı beyzade, devlet hastanelerinde muayene saatini 5 dakika ile sınırlandırmış. Ne Bakanlar gördük baktığını göremeyen bakan, YAHU HASTA  adını söylese, şuram ağrıyor dese al sana 5 dakika… Ah benim güzel ülkem ah…

272 kez okundu
Yazarn Dier Yazlar