REDDİ TEBAA…
Başlıktaki TEBAA kelimesini yazarken üzülerek yazdım. Bir devletin hükmü altındaki kimseler… Yani başka anlamıyla HALK…
Uzun zamandır, muhalefet partilerinin Meclise, TEBAA yani halk yararına olan onlarca önerge veriyor ama TEBASININ yararına olan bu önergeler, TEBAA’yı yöneten tarafından Mecliste reddediliyor. Yani REDDİ HAKİM- REDDİ MİRAS misali elinin tersi ile itilen bir hareket. Mesela;
-Asgari ücretten vergi alınmasın
RET
-Kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilsin
RET
-EYT’lilerin sorunları çözülsün
RET
Pandemi nedeniyle esnafın vergi borcu silinsin
RET
-Doğalgaz ve elektrikten KDV %1’e indirilsin
RET
-Kadına şiddet cezaları arttırılsın
RET
-covit 19 meslek hastalığı sayılsın
RET
-Üniversiteye giden öğrencilerin KYK borçları silinsin
RET
-Emeklilerin intibak uygulaması artık çıkarılsın
RET
-Emeklilerin bayram ikramiyeleri 1500 TL’ye çıkarılsın
RET
-Yolsuzluklarla ilgili Meclis soruşturması açılsın
RET
-Hukuk bağımsız olsun
RET
-Kamu ihalelerinin şeffaflığı sağlansın
RET
Bu ve bunun gibi onlarca halk yani TEBAA yararına olan önergeler, AKP vee MHP vekilleri tarafından reddediliyor…
Bu iki partinin logolarında, birinde ADALET, diğerinde MİLLİYET yazmakta… Hadi adaleti kenara bırakalım ama MİLLİYET kelimesine fena takılmaktayım… Hem milliyet diyeceksin, hem milletin yararına olan önergeleri elinin tersiyle İTMEKTELER.
Peki bu reddedilen halk yararına olan hususları olası bir erken seçimde, halka nasıl izah edeceksiniz? Bir tek güvenceniz var, o da, cahil, saf, eli mahkum olan insanlar. Mürekkep yalamışlar da var bu işin içinde onlarda birer koltuk kapabilmek, birkaç ihale alabilme için inansa da inanmasa da oy vermek ihtiyacını duyanlar…
Yukarıdaki liste de olmayan onlarca halk yararına olan uygulamaları da irdeleyip hemen uygulamaya koysa bu tür ithamlarla karşı karşıya kalmaz, topyekun bir oy potansiyeline sahip olur, İTTİFAK filan gibi yardımlaşmaya ihtiyaç da duymazlardı… Ama zihniyet ne yazık ki başka türlü…
Dün bir çok ulusal yayına düşen bir haberi okuyunca şaşırmamak, üzülmemek, sinirlenmemek, nefret etmemek elde değildi… Utanç verici bir yaşam tarzı… Bu haber sadece suyun üstüne çıkan bir haber diğerlerini düşünemiyorum bile. Haber aynen şöyleydi;
“AKP Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin MALİ HİZMETLER DAİRE BAŞKANI. Müteahhitten 30 bin lira rüşvet alırken yakalanmış. Müteahhit verdiği ifadede – Belediyeden 780 bin lira hak edişim vardı olabilmek için rüşvet verdim” şeklinde itirafta bulunmuş. Alan da suçlu, veren de ama bu çark böyle dönüyor. Belediyelerin MÜTEAHHİTLERLE OLAN İLİŞKİLERİ TAMAMEN AĞIR HÜKÜMLERE BAĞLANMALI. Hatta bu ilişki bir düzenleme ile kesilmeli… Bu tür rüşvet olayı olmayan kaç belediye vardır bilemem ama olmayanı tek bir elin parmakları kadar azdır… Belediyelerden rüşvet nasıl kaldırılır? Hatta bu konuda SPONSOR hikayesi de martavaldır, yasaklanmalıdır… Kimse babasının hayrına sponsor olmaz. Karşılığı olmayan bir sponsor göremezsiniz…
*******
HES
MES,KES BABAM KES. Pandemi nedeniyle de karşımıza HES çıktı. Bu pandemi kadar tehlikeli HİDROELEKTRİK SANTRALLARI var mesela. Şu anda 1700 civarında HES yapılmakta. Çaylar dereler kurudu. Balık nesli tükendi, insan sağlığı tehlikeye girdi. Bu teknik olayın kestirmeden adı da HES. Birde son pandemi olayında HES KODU olmayanlar adım atamaz hale getirildi. Tesadüfe bakın ikisi de CAN SIKICI… Hamsi nesli tükenmek üzere olduğu, boylarının uzamadığı bu HES’lerin yüzünden olduğu bilimsel olarak açıklandı…
*********
MENTAL
Gündelik yaşamda fiziksel ve psikolojik olarak yaşanan bitkinlik ve tükenmişlik davranış bozukluğu. Bu tanımın altında benim YEDİ yıldır yazdığım “ŞİZOFRENİK ÜLKE OLDUK” yazıma cuk oturuyor. Geçtiğimiz gün HÜRRİYET GAZETESİ’NİN MANŞET haberinde Prof.DR. NEBAHAT BULUT’a musallat olan adam, psikiyatri kliniğinde tedavi olmuş ama iyileşme durumuna kavuşmamış. Emekli İngilizce öğretmeni, Prof.Dr.a musallat oluyor. Hoca gereken yasal işlemleri yapıyor ama iş orada kalıyor… Bu ve bunun gibi Türkiye’de binlerce saldırgan ŞİZOFRENİ hastalığının150 çeşidinden birisiyle sokakta yaşamakta. İktidar BU KONUDE EN UFAK icraatta bulunmuyor. Büyük bir salgınla karşı karşıya olduğumuzu yedi yıldır yazıyorum… Bu hastalıkla yaşayan, aramızda dolaşan, siyasetçi var, iş adamı var, kamu çalışanı var, işçi var, gazeteci var… Batı ülkelerinde görülmeyen iğrençlik ülkemizde yaşanmakta… Verem taraması yapılıyordu bir zamanlar kapı kapı dolaşıp, göz taraması yapılıyordu falan felan… İşe alımlarda nasıl SABIKA KAYDI İSTENİYORSA tam teşekküllü bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden rapor istenmesi kaçınılmaz olmuştur. Ayrıca sadece bu konuda hizmet verecek, MANİSA, BAKIRKÖY örneği hastanelerin her ile yayılması kaçınılmazdır. Bu tür hastalık nedeniyle suç işleyenleri tedavi edecek bir kuruma ihtiyaç büyük boyutlara ulaştı…
*********
AŞI
Corona 19 virüsü için icad edilen aşının aslında bir PLASEBO yani fiziksel anlamda tedavi gücü olmayan bir aşı. Bu aşı sadece insanların kendi kendilerini aşı oldum savı ile, ruhsal olarak MOTİVE etmeleri denmekte. Yani yüksek moral ve iyileşme azmi gibi. Aşı, maşı kaç doz geleceği, ne zaman geleceği, sıradakiler falan felan… Plase bu HOŞNUT ETMEK yani.
********
KÜÇÜK ESNAF PERİŞAN
1000 lirayı al sesini kes demekle bu iş olmuyor. Büyük sorunlar çıkabilir. Aç insan her melanete bulaşabilir… Dengesiz bir kısıtlamayla komik duruma düşen tek ülkeyiz… Geçenlerde yazdım Akçay’da bir otelde özel parti düzenlenebiliyor. Ama minik esnafın ensesinde boza pişiriliyor. Durum vahim biran önce, dükkanların tümünü açın… Mesafe falan ne varsa kontrolünü sıkı tutun ve açın… VAHİM…
*********
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“Dünya liderleri aşı oldular, bizim liderimiz neden olmasın ki?”
By: Bazı köşe başı yazıları
Bizden not: PUTİN kendi aşısını oldu. Biden SEÇİM SPONSORU PFİZER’in aşısını oldu…
………………………….
ÇÜŞ
Ceviz oynamaya geldim ODANA. Aynı bizim Edremit’teki Odalar GİBİ.
……………………………..
BÜYÜTEÇ
Hayvanat bahçesi gibi şehir diye yazdım, TIK ÇIKMADI.
Afferin size, susun susun nereye kadar susacaksınız, ben biliyom ama şimdi söylemem. Söylediğim zaman kafanızı duvara toslamayın.
………………………………..
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Atın ölümü arpadan olsun
ATASÖZÜ