MUHALEFET
Konu ne olursa olsun kendi düşüncelerine ters düşenlerin karşı tarafa karşı aldıkları tavırdır, değil mi ya? Demokratik bir hak... Muhalefet olmazsa doğru bulunamaz. Bir insan diğer bir insanın kıyafetini eleştirebilir. Bir insan karşısındaki insan ya da insanların yaşam tarzlarını beğenmemiş olabilir, kendi düşüncesini söyleyerek eleştirebilir… Kendi taraftarı olduğu takımın kötü oyununa rağmen galip takımın aldığı sayıyı, haksız bulup hakem hatasından dolayı yenildik der ama kendi takımının yanlışlarını görmemezlikten gelir.
Kısaca doğruyu bulmak için yapılan yapıcı eleştiriler demokrasinin en önemli bir ögesidir. Eleştiriye gelmeyen ya da böyle bir sosyal hakkı tanımayanların tıbbi olarak tanımları vardır. Bu tanımları sokaktaki insanlar değil, bilim adamları tanımlamışlardır.
Gelelim konumuza. Türkiye’de MUHALEFET… Günümüzde devlet yönetimi, tamamen eleştirileri, ikaz ve uygulamaları kenara koyup, kendi bildiğini uygulamaya başladı. Eleştiri mefhumunu tamamen rafa kaldırdı. Hal böyle olunca Türkiye’de günümüz muhalefeti de, artık, tavrını çarşı pazarda değil, tek bir masada oturup, tek bir ağızdan geriye dönüşü olmayan bir karar verme aşamasına gelindiğinin bilincinde olmaları gerekmekte.
Yani, bir odada bir masada etrafında oturup, kapalı kapılar ardında TEK VÜCUD olarak karar almaları ve tek bir ağızdan bu karar ya da kararları halka deklare etmek zamanı geçmektedir. Her kafadan ayrı telden türkü söylemekle muhalefet olunamaz. Çarşı, pazarda halkın nabzını yoklama sisteminin işe yaramadığını görmüyorsanız taşıdığınız ünvanı kenara bırakın ve bırakıp gidin. İstanbul sözleşmesi konusunda muhalif kesimin kimisi tavrını net koymadı ve kırtaran cümleler kurdu. Böyle muhalefet olmaz. Meclisin karizması çizilmiş, yok sayılmıştır…
İstanbul Taksim meydanı bir gece yarısı Büyükşehir belediyesinden alınıp, adı sanı bilinmeyen bir vakfa devredildi. Belediye başkanlarının genel müdür atama yetkisi elinden alındı. İBB başkanı hukuk yolu ile hakkımızı arayacağız diye açıklama yaptı. Hukuk ‘un tamamının yolu “Her yol Roma’ya çıkar” misali BEŞTEPE’YE ÇIKMAKTA OLDUĞUNUN bilincini bile unutuyorlar.
Bir gece yarısı, “Belediye teşkilatlarını iptal ediyorum, bütün belediye yönetimleri atamaya, iş yapacaklar” denirse, yapacağınız iş var mıdır? Yine hukuktan falan mı söz edeceksiniz?
Bu durum çerçevesinde muhalefetin yapacağı tek bir şey kaldı, gibime geliyor. Belediyeleri ve Meclisi terk etmek…
Erken seçim, yaygarasını bırakın artık. Erkeni de geçi de aynı kapıya çıkar ve bu sistem olduğu müddetçe yenilmeye mahkumsunuz…
İktidar da kendi açısından dar boğaz da. Bu dara boğazdan çıkabilmek için, her türlü yetki ya da yetkisizliği kullanarak, koltuğunu muhafaza etmek için demokrasi, hukuk falan tanımadan koltuğa asılmakta, bırakmama uğruna muhalefeti kilitlemeye çalışmakta…
Dünyada bu kadar sıklıkta bir Merkez Bankası Başkanı değişmemiştir… Erdoğan “ekonomiden ben sorumluyum” diyor. Eee o zaman ne Maliye Bakanına, ne Merkez Bankasına başkan atamaya gerek yok. Ben böyle anlıyorum.
Sözün özü, muhalefet artık havanda su dövmeyi bırakıp, bir masada 6 koltuk koyarak oturmalı ve son sözünü söylemelidir… Alınan üç beş BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ ile iktidara yürünmez. Bunu da kenara yazın.
**********
GERÇEK
Gerçekleri bilmek yurttaşın en doğal hakkıdır. Yurttaş her dakika ülkesine vergi vermekte. TÜİK, TRT gibi devlet kurumları halka tarafsız olarak gerçekleri anlatmak zorunda diyeceğim ama, zoru da kalmadı, kolayı da. Artık hepsi TABELA kurumu haline dönüştüler. İşimiz fala kaldı yani. Tevekkeli değil son aylarda ulusal yayınlarda ASTROLOG sayfaları artış gösterdi… Gezegenlere göre, yön buluyoruz gari…
*********
ASTROLOG DA DEĞİLİM MÜNECCİM DE…
Ama sağ duyum yani öngörüme söz söyletmem. Bundan dolayı BİR BUÇUK yıldır tek bir cümle yazmaktayım…”2023 ‘e DİKKAT”… Bu minik cümleyi ayda en azından 15/20 kez yazmaktayım…
Tekraren hani dedim bir daha yazayım, o gün de N’BER diye yazarım İNŞALLAH !!
*********
SU… SU
Geçtiğimiz gün DÜNYA SU GÜNÜYDÜ. Son bir aydır yağan yağmurlar olmasaydı, İMAMLARA, HAFIZLARA çok iş düşecek, köşe bucakta YAĞMUR DUASINA çıkılacaktı. Yine imdadımıza DOĞA yetişti. O, her bir karışını İMHA etmeye çalıştığımız DOĞA…
Su konusunda, dün bazı BİLENLER AÇIKLAMALARDA BULUNDULAR.
*Ziraat ODALARI BİRLİĞİ… tasarruflu kullanmalıyız dedi.
*Türkiye Tabiatını koruma derneği….. “Türkiye’de 60’dan fazla Marmara denizi büyüklüğünde sulak arazi kurutuldu.
*Türkiye İsrafı KORUMA vakfı…..Nüfus artışları su kaynaklarını kullanımını arttırdı.
Bu Vakfın adı pek hoşuma gitti İSRAFI ÖNLEME VAKFI….Yahu israf edilmeyen neyimiz kaldı ki?
Neyse buna ek olarak bende bi şey ekleyeyim. Türkiye’nin SULARI Katar’a verildi. GÖZÜNÜZ AYDIN, ŞEYİNİZ MANİSA…
*********
DALYAN SULAK ARAZİ
Bu konuda bir eylem toplantısı yapılacaktı. Haber ajansından haber geçilmedi. Bana kalırsa boşa kürek çekme olayı. İktidar partisi mensubu olan BBB bu işi bitirdi. Kim konuşursa konuşsun bu iş bitmiştir… Teee ŞADAN AYTAÇ döneminden bu yana kılını kıpraştırmayan ZEYTİNLİ belediye yönetimi ve sonraki Edremit Belediye yönetimleri bu arazi için AYTAÇ’ın aldığı MECLİS KARARINI AÇIP OKUMADILAR ve HİÇ BİR UYGULAMADA BULUNMADILAR. Şimdi oturup ağlaşıyorlar. S.HASAN ARSLAN, pek cılız bir açıklama yaptı geçtiğimiz günlerde..!
*********
MERKEZ BANKASI’NIN BAŞINA…
Keşke, YİĞİT BULUT getirilseydi. Bu işi bilen biriydi. Zamanında ne demişti? “DOLAR 3 TL’yi geçerse yüzüme tükürün” Bugün dolar 8 gayme. Gel de arama BULUT’u…
*********
DİYANETİN BAŞINA…
Keşke CÜBBELİ AHMET getirilse. Mübarek adam doğaçlama öyle nutuk atıyor ki ne cam dinliyor! ne pencere. Harcanıyor garibim.
********
KÜLTÜR BAKANLIĞI’NIN BAŞINA…
Keşke AYASOFYA imamı getirilse. Ağzından bal damlıyor mübarek, adam hemi de PROF.Diplomalı
**********
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“ YAZLIK KİRALARI PATLADI”
By. Ulusal yayın
Bizden not: Dayalı döşeli evini, kendisi oğlunun yanına, kızının kucağına oturup kendi evini sezonluk verenler kapıyı 20 gaymeden açıyorlarmış.
Eyi güzel be kardeşim bu 20-3/-40 GAYMENİN VERGİSİNİN ADINI koyan
Yok. Haksız ya da vergisiz kazanç değil mi? Asgari ücretli daha maaşını almadan kesmesini biliyorsun ya!!
………………………………………………..
ÇÜŞ
En huzurlu ülkeler sıralamasında 104.ncü olmuşuz. Valla eyi rakam ha. Ya sonuncu olsaydık…!!
………………………………………………..
BÜYÜTEÇ
Edremit’te bütün çocuk parklarındaki oyuncaklar ZABITA TARAFINDAN BANTLA
KARANTİNAYA ALINDILAR. Açık hava ve çocuk parkı…
……………………………………………
GENELEV KADINLARI
Kadına şiddet, İSTANBUL sözleşmesi falan felan ülke gündemine oturdu ya aklıma GENELEV KADINLARI geldi. Bu kadınlar sözde devlet himayesendiler. Devletin VESİKASINI taşımaktalar.
Pandemi döneminde bu kadınların ihtiyaçları soruldu mu, ne yerler ne içerler? Türkiye kaç genel ev vardır? Kaç bin kadın mahkumdurlar… Eskilerde UMUMHANE denirdi. Sonra Terfi etti KERHANE DENDİ. Şimdilerde GENELEV denmekte. Evet bu kadınların durumları pandemi döneminde nasıldırlar? Hem şiddet, hem esaret görmekteler ve bir de PANDEMİ bindi üstlerine…