MASUNİYET YA DA MASUMİYET KARİNESİ
Hukukumuzda mevcut olan, hukukun temeli olarak işlevini koruması gereken bir hukuk kuralı. BU karinede “Hiçbir olay YÜZDE YÜZ kanıtlanmadıkça ceza verilemez” diyor. 104 Amiralin müşterek yazdıkları MONTRÖ içerikli bilgi akışları karşısında DARBE yaftası konularak bazıları gözaltına alındı, gözaltı süreleri uzatıldı. Salı günü şartlı olarak serbest bırakıldılar.
Bu açıklamanın hemen ardından ‘DARBEye davet’ olarak nitelendirildi ve haklarında söylenmedik söz bırakılmadı. MHP genel Başkanı hemen kürsüye çıkıp, “bunların apoletleri sökülmeli, lojmanlardan atılmalı, emekli maaşları iptal edilerek darbe ünvanlı suçtan yargılanmalılar “ dedi. AKP genel başkanı “bunların komutanları KILIÇDAROĞLU” dedi. AKP genel başkanının söyleminden sonra bütün AKP ileri gelenleri, milletvekilleri, İl ve İlçe Başkanları ağızlara alınmayacak söylemlerde bulundular.
Asmalar, kesmeler falan felan. Eee şimdi ne oldu?
İmdi, hukukun serbest bıraktığı bu Amirallerin yasal hakları ne olacak? Onca hakaret, iftira hezeyanları nasıl temizlenecek? Hani bir atasözümüz vardır, “çayı görmeden paçayı sıvama” aynen öyle oldu.
Bana sorarsanız bir GÜNDEM daha bitti, yarın hangisi başrolü oynayacak bekleyelim. Gündem gündem valla gündem yaratma makinesi olsa bu kadar gündemi yaratamaz…
**********
ÇOK HOŞ BİR FOTOĞRAF “DEMOKRASİNİN TARİFİ”
Geçtiğimiz gün, ajanslardan çok hoş bir kare yayınlandı. Almanya Başbakanı MERKEL’in markette tek başına market arabasıyla alış veriş yapıp, kasa önünde kuyruğa girme enstantanesi. Koruma yok, makam şoförü yok ve bir kadın başbakan sıradan bir ev hanımı gibi market alışverişi yapıyor. Bu kareden bir ay önce de bir başka kare yayınlanmıştı. Belçika Başbakanı bisikletiyle işe giderken fotoğrafı… Demokrasi bu işte. Demokrasiyi ifade etmek için onca yazı yazmaya gerek yok. Bu iki kareyi yan yana koyun, DEMOKRASİNİN yazısız olarak TARİFİ… Bunu Türkiye’de yapan bir lider daha vardı. Cumhurbaşkanı, A.Necdet SEZER. Eşi ile birlikte alışverişe gider, koruma yardımcı felan olmadan. Ülkemiz demokrasiye susamış, bir ülke haline geldi… Böyle kareleri basında gördükçe omuzlarım çöküyor, karamsarlık boğazımı sıkıyor…
Sabahattin Ali’nin çok güzel bir sözü aklıma geldi. “Solcular gerçekleri bedava anlatır, Sağcılar yalanları parayla satar, zengin ve makam sahibi olurlar”
**********
BESLE KARGAYI
5 MİLYON Suriyeli’ye, hayat verdik. İş verdik, aş verdik, sınırsız sağlık imkanları sunduk, sınavsız üniversite imkanı verdik. Onlar ne yapıyorlar. Bayrağımızı yere serip üstüne basıyorlar. Bu fotoğraflı olarak geçtiğimiz gün yayınlandı. Bu herif neden hemen sınır dışı edilmedi? Bu kadar aciz miyiz, göbek bağı ile mi bağlıyız?
**********
MALATYA’DAN FİRAR
Malatya’nın, AKP’li YEŞİLYURT Belediyesi 45 kişiyi gri pasaportla Almanya’ya gezmeye göndermiş. 43 kişi geri dönmemiş, bu işi çözmek için müfettiş gönderilerek inceleme başlatılmış. Yoğurtçu yoğurdum ekşi der mi? Bu ülkenin gariban insanlarının vergileriyle hanzoları Almanya’ya gezmeye gönder, gri pasaportu ellerine ver ee şimdi, inceleme yapılıyor. Beygiri alan teee ALAMANYA ‘ya uçmuş bile. Uçtu uçtu kaz uçtu… Bırakın gitsinler arkalarında arama felan ne gerek var. 43 MİKROP’tan kurtulmuşuz. Ne kadar mikrop azalırsa bulaşta azalır !
**********
AKÇAY LİMAK
Elektrik faturası ödemek için sokakta saatlerce Covit MARKA kuyruğa girdiler. Günde trilyonlar toplayan bu şirket, bu işkenceyi nasıl görmüyor? Edremit Belediyesi eski Akçay belediyesinin sahibi oldu. Kiralayın bir odayı da halk soğukta, yağmurda, sıcakta işkence çekmesin.
Limak’ın Edremit sorumlusu kimdir bilemiyorum. Geçtiğimiz bir iki yıl önce ilişkimiz çok iyiydi. Şimdi kim kimdir bilmez olduk. Birileri bu yazıyı kulaklarına üflerlerse sevinirim.
**********
LEVENT MERCAN
Levent GÜLTEKİN gibi o da sokakta saldırıya uğradı. İki adaş, iki benzer olay karşısında darpla tanıştılar. İki olayın failleri ya da azmettiricileri açığa çıkmadı…
***********
EDREMİT ESKİ BELEDİYE BİNASI
Tadilatı uzun sürdü. Dükkanların eski kiracıları ile anlaşma sağlandı mı? Mesela Edremit’te simge olan Cumhuriyet Lokantasının durumu aydınlığa kavuştu mu? Bazı söylentiler var. Dükkanlar tam bitmemiş haliyle yani cam çerçeve takılmadan kiracılara verilecek, kiracı yaptıracak deniyor. İstenen kiraların çok yüksek olduğu da söylemler arasında… Halk neden bilgilendirilmiyor? Dükkanlar arasında ihaleye çıkılacak olanları var mı?
Buna ek olarak OLİVECİTY Binasının akıbeti ne olacak? Bina çürümeye mi terk edildi? Soruyoruz soruyoruz ama kimseden tık çıkmıyor. Bir daha bir noktaya parmak basayım. Bana değil halka bilgi vereceksiniz beyler. Benim işim olmaz binalarla falan ama o binalar halkın binalarıdır, kimsenin babasının malı değildir. Halkı bilgilendirmek başlıca işinizdir.
CHP genel başkanı geçtiğimiz gün yine bir kendi camiasına yönelik bir açıklama yaptı. Daha doğrusu bir uyarı…
“Parti içinde herkes ben ne olacağım? sorusunu soruyor. Bazılarının derdi parti partiyi iktidar yapmak değil, partide koltuk kapmak peşinde ! Nasıl belediye başkanı, nasıl milletvekili olurum derdinde. CHP’NİN ACİLEN BİR DAVA PARTİSİNE DÖNÜŞMESİ lazım”! Diyor… Genel başkanı bile sallamayan bir siyasi oluşum, gariban halkı mı düşünecek? Ama böylesine münferit menfaatler sadece kısa ömürlü olur. Bunları hep yaşadık kimin ne olduğunu biliyoruz. İster halkı bilgilendir, ister bilgilendirme….
********
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“Libya’ya 150 bin doz aşı gönderdik”
By. İKTİDAR CEPHESİ
Bizden not: Libya’da bize nasihat gönderir ödeşiriz
…………………………………….
ÇÜŞ
2002 YILINDA 160 bin ton olan tütün üretimimiz
39 bin tona inmiş… Amerika sağ olsun, bastırır doları alırız canımın içi, tasa etmeye ne gerek var değil mi ya?
…………………………………………
BÜYÜTEÇ
Ülkü tepe’de TUNCAY Kılıç’ın yaptırdığı AMFİTİYATRO’nun akıbetini hep soruyor halk. Ben de buradan aracılık yapıyorum. Yanıt yok. O tesis gavur parasıyla yapılmadı. Edremit halkının parasıdır.
Neden halka bilgi vermiyorsunuz? Yıkılsın diyorsanız delikanlıca çıkın orta yere YI-KIL-SIN deyin. VAR MI ÖYLE YÜREK?
………………………………………………..
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Kel başa şimşir tarak…
ATASÖZÜ
********
GUGUKLU SAAT
Benim çocukluğumda alınan ve gençlik yıllarıma kadar evimin duvarını süsleyen bir saat, her saat başı bir kuş yuvasından çıkar GUGUK, GUGUK diye öter ve yuvasına girerdi. GUGUK… Şimdilerde ben birilerini bu guguklu saate benzetiyorum. Ara sıra yuvasından çıkıp, bir şeyler söyleyen muhteremler gibi… KURMALI yani bizim saat de kurmalıydı. Bu söylemleri yapanlar da kurmalı. Birisi kuruyor ya da birileri kuruyor, pencereden başını çıkarıp guguklayanlar misali. Kuranlar tee uzaklardan olabilir teknoloji var şimdilerde, UZAKTAN KUMANDA yani… Garibim ben bizim kuşa çok üzülürdüm. Her saat başı yuvasından çıkıp tekrar içeri girdiğinde… Şimdilerde bu guguk, guguk diye öten biraderlere üzülüyorum… İster inanın, ister inanmayın üzülüyorum. Bizim kuş ince tahta parçasından yapılma idi. Ama şimdi üzüldüklerim et ve kemik ama başlarında beyin yerine et parçası var.