TÜRK DEMOKRASİ VAKFI
Ne yalan söyleyeyim, bu vakfın ne ile iştigal ettiğini bilmediğim gibi adını da yeni duydum. DE-MOK-RA-Sİ vakfıymış. Geçtiğimiz gün içime doğmuş gibi DEMOKRASİYİ tarif eden gelmiş geçmiş dünyaca ünlü düşünürlerin tariflerini yazmıştım. ABDAL’a malum olur misali… Hukukun yara almış durumunda DEMOKRASİ vakfının olduğunu öğrenmek hoş oldu. Belki bu VAKIF demokrasi hakkında bir takım şeyler söyler. Ama bugüne kadar demokrasi hakkında hiçbir eylem yapmaması, hiçbir kıpraşma yapmaması üzücü değil mi? Bu vakfın düzenlediği bir toplantıda AKP’nin kurucularından ve ülke yönetimin tepesinde görevler alan BÜLENT ARINÇ’ın yaptığı konuşma ülkede gündeme oturdu. AKP ve Sayın Erdoğan’ı eleştiren kelamlar etti. Bu kelamlarını hemen yine AKP’nin bünyesinde METİN METİNER çok ağır cümlelerle Arınç’a yüklendi. Demokrasi bu olsa gerek…
*************
YALAN HABERE MAPUS
Bu konuyla ilgili yasa taslağı meclise geldi gelecek. Şayet yasalaşırsa demokrasi bir kez daha yara alacak… Aklımdayken not düşeyim dedim. Bu yasak listesi de taslak da varsa açıklansa kamuoyu neyin ceza çerçevesinde olduğun bilse. Mesela;
- Açım diyen bir vatandaşın söyleminin yazılması
- Tohum, gübre ve mazotun yüksek fiyatları nedeniyle çiftçinin zorda olmasını yazmak
- Üç/beş yıldır atama bekliyorum diyenin söylemini yazmak
- EYT’lilerin isyanlarını yazmak
- Torunum gelecek diye korkuyorum diyen emeklinin ağlaşmasını yazmak
- Küçük erkek çocuğa tecavüz etti haberini yazmak
- Sadece elinde karton pankartla sokakta açıklama yapanların polis tarafından dövülmesini yazmak
- Oğlancıya oğlancı diye yazmak.
Gibi gibi… Bu tür haberleri yazmanın hangisinin yalan olduğunu bilmek hakkımızdır. Sosyal medyayı dizginleyecekseniz, Mesela AHMET HOCA ve benzeri sözde din ulemalarının cinsel içerikli konuşmalarına ceza bileti kesilecek mi? Mesela ATATÜRK’e ve ailesine en ağır hakaretleri yapanlara bonus olarak ceza verilmeyecek mi? Eee o zaman bu sorular dizisine DEMOKRASİ VAKFININ DA MÜDAHİL OLMASI GEREKMİYOR MU?
***********
HELA DUVAR YAZILARI
Eee hal böyle olunca, yani yazılı basında ve sosyal medyada birtakım yazın yasakları söz konusu olunca aklıma gençliğim geldi. Bizim gençliğimizde, cep telefonu yoktu. Bilgisayar yoktu, yani soslu medya yoktu… Çok kişi kafaları bozulduğunda, şehirlerin hepsinde mevcut olan UMUMİ HELALAR vardı.
Kafasının tası atan helaya gider, elinde varsa kalem yoksa bir kömür parçasıyla hela duvarına içini dökerdi. HELA DUVARLARI gerek espri, gerek küfür, gerekse bazı çıplak atasözleriyle tavana kadar dolardı. Hela işletmecileri bu duvarları temizlemek için sık sık badana boyası ile silebilirlerdi. Tehdit yazıları bilem mevcuttu. Siyasete ağızlarına geleni not ederlerdi. Uyarı yazıları koyan hela işletmecileri bilem vardı. Yakalanma ihtimali olmadığından özgürce isteyen istediğini yazıyordu. Ters kelepçe felan o tarihlerde mevcut değildi… Demokrasi dibine kadar vardı yani! Bu yasaklar yürürlüğe girerse ister misiniz hela yazıları hortlasın? Bu kez UMUMİ HELALAR değil bütün işletmelerin her kenef odasına bir kamera koymak zorunda kalacaklar. Hadi hayırlısı!
************
BİR YABANCI
Ülkemize gelip, TC ünvanını alıp iş yeri açan bir Somali’linin başına gelen çiğ tavuğun başına gelmemiştir.
Kadın gelmiş. Ülkemize bir güzel yerleşmiş, iş yeri açmış İMDİ!! ;
Bu yabanca kadına:
- TC kimlik vermiş misin? Vermişsin
- İş yeri açma ruhsatı vermiş misin? Vermişsin
- Bu iş yerine vergi levhası vermiş misin? Vermişsin
- Mekanında çalışanların SGK prim tabelası astırmış mısın? Astırmışsın.
Eee be birader benimle onun arasında ne fark var? Hiçbir fark yok… Kapıları açan sensin. Gel iş kur diyen sensin. Vergisini alan sensin. O zaman “yabancı ülkemizden kaçıyor diye ağlamayacaksın! YABANCI YATIRIMCIYI ÜLKEMİZE ÇEKMEK İÇİN çırpınmayacaksın”… Tam bir fiyasko… Tam bir tutarsızlık…
*************
EDÇEP
Edremit Çevre Platformu. Yaşadığı bölgenin yerdeki bir küçük taşına sahip çıkar bir sivil toplum örgütü. Aylardır bir takım konularda, bilimsel uyarılarda ,önerilerde bulunuyor ama “her şeyi ben bilirim” diyenler bu bilimsel uyarılara kulaklarını tıkıyorlar. Son yaptıkları açıklamada DENİZ KİRLİLİĞİNİ ele almışlar. Arıtmanın dededen kalma bir sistem, biyolojik arıtma ve kapasite üzerine noktasına virgülüne yazmışlar… Günlerden bende buradan daha önceki yıllarda olduğu gibi ALTIRKUM.DALYAN da oturanlar evlerinin pencerelerini bile açamıyorlar, deniz leş gibi diye yazıyorum. Bunu yazdığımda turizmciler !! “yahu sezon başındayız, üç kuruş kazanacağız, şimdi zamanı mı deniz kirliliği falan” diye söylenmeye başladı. Yahu “bir sezon az kazanırsın ama sittin sene tertemiz bir deniz ve buralarda alışık olmadığınız MAVİ bayrağa kavuşursunuz” diye yanıt verdim ama umurlarında değil. Kemik müşterileri var, bana ne çevreden hesabı… PİNA DERESİ MESALA 30 YILA YAKINDIR Akçay’ın başına bela olmuş bir lağım deresi. Bu derenin hemen dibinde otel, motel ve Edremit’in en elit restaurantları var. Sinek, koku eşliğinde rakı balık… Sonra sezon öncesi en pahalı otelde TUİRZM toplantısı düzenliyorlar. Dostlar alışverişte görsün hesabı… EDÇEP BİR BAŞKA PROJE İLE körfeze hizmet babında uğraş verdi vermekte. Dalyan’daki sulak arazi. Güzel bir proje sundular. Güzeli sevmeyenler çirkinliğe Edremit’i feda ediyorlar… Kim ne derse desin Edremit’in böyle bir SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜNE İHTİYACI VARDI. BU KURUMA BÜTÜN EDREMİT’LİLERİN SAHİP ÇIKMALARI KAÇINILMAZDIR…
*************
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“Ağır da olsa eleştiriye tahammül göstermek zorundayız”
By: CEZA Prof’u, KABASAKAL
Bizden not: Eyi dersin hocam ama dediklerin demokrasi ailesindendir !!
……………………….
ÇÜŞ
Servis aracı sahibi bürosunun kapısına “ Bu araç eve değil, devlete çalışmaktadır” şeklinde tabela asmış. A be enişte, sadece senin aracın değil 84 MİLYON DEVLETE çalışıyoruz.
…………………………….
BÜYÜTEÇ
İkizçay’da BEDAVA inek dağıtılmakta !! İhtiyaç sahiplerine duyurulur !!!
……………………………………..
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Don lastiği gibi uzatma
Kamyon arkası sözü
*************
Adam;
- Ben senden çok elektrik aldım
Kadın;
- O çok aldığın elektriğin parasını öde sonra görüşürüz
Kıssadan hisse…