ARADIK TARADIK BULAMADIK!
Kim, kimi/leri aramışta bulamamış diye zora düşeceksiniz, biliyorum. Ulusal yayında yayınlanan haber aslında top yekün bütün ulusal yayında manşet olması gereken bir haberi başlığı bu. Aradım taradım, bulamadım. “Ararım, sorarım seni her yerde, sevgilim nerede” diye bir şarkı vardı. Yıllar önce yazılan bir güfte. Haberin içeriği de aynı bu şarkı gibi.
İçişleri Bakanlığı Bakan yardımcısı İSMAİL çataklı etmiş bu kelamı. Soylunun fena halde kafası bozulmuş olmalı bu açıklamaya. Öyle ya beceriksizliğin ifadesi olarak kabul bulur kamuoyunda… Konu neymiş efem, ÇATAKLI‘nın ifadesine göre ülkemize giriş yapan, gelip oturan 122 bin RAKKAMLA, HADİ Bİ DE YAZIYLA YAZAYIM YÜZYİRMİ İKİBİN Suriyeli kayıpmış. Aramışlar taramışlar bulamamışlar. Uçtu uçtu mülteci uçtu. Edremit’in nüfusu 180 bin dikkat hanımlar beyler… Neredeyse Edremit’in nüfusu kadarı insan kayıp. Ve bu konuşmayı İNSAN HAKLARI KOMİSYONUNDA yapıyor… Öte yandan BATIYA gönderme yapıyoruz. 300/400 mülteci aldık diye hava atıyorlar diye. Adamların ülkeleri yolgeçenin hanı değil ki kapasite üstünde almıyor kimseyi. Bırakın Suriyelileri. Dünyada ülkelerinde mutlu olmayanlar topluyorlar donlarını, gömleklerini ver elini Türkiye. Akın akın Afganlı doldu ülkemiz. Kendi kan kardeşlerimizin karınlarını doyuramazken, binlerce göçmenin karnını doyurmaya çalışıyoruz. Bu bakan yardımcısı amiri SOYLU’dan fırça yedi mi ben onu merak ediyorum… Sansür yani ifade özgürlüğüne tedbirler gelmeden yazayım dedim…
***********
EDREMİT HAVACILIK MESLEK YÜKSEKOKULU
Sessiz ve derinden giden, itibar gösterilmeyen hal ve hatırı sorulmayan bir Yüksekokul. İlk mezunlarını verdi. Bu okulun açılmasında büyük emekleri olan TURİZMCİ, Adem Kuşçuoğlu’nu buradan sevgiyle kucaklıyorum. Turizm dedim de Adem kardeşimi 27 yıldır tanırım. Bütün yaşamı Turizm sektörünün içinde geçen bir Edremit sevdalısıdır. Bu okuldan mezun olanların iş alanları nasıl olacaktır? Diploma sonrası takip edecekleri yol nedir? İş alanları hakkında kimseden bir bilgi akışı da gelmedi…
************
ADALET BUYSA, ADALET NEDİR?
Muğla’da üniversite öğrencisi genç kızı tam anlamıyla VAHŞİCE katleden sözde iki ayaklı insana önce müebbet verildi, hemen akabinde 23 yıla indirildi. Tahrik falan var hikayesi ile şimdi bu insan kılıklı iki ayaklı, 14 yıl falan yatacak. Genç kızı varilin içine koyup yakan, üzerine beton döken bu insan kılığında yaratık, yaşasa ne olur, yaşamasa ne olur… Bu genç kızın ailesi ülkesindeki hukuka, vicdani adalete, nasıl güvensin? Bu vahşiye verilen ceza, özendirici bir cezadır… Bu kararı veren hakim ve savcıların vicdanlarını hangi terazi ile tartmak gerekir? Ülkemizde ceza hakim ve savcıların okul bittikten sonra iki yıl staj yapmaları, stajdan sonra tam tarafsız bir jüri tarafından sınavdan geçirilip ataması yapılmasında fayda var… Bu hukukun verdiği bir cezadır ama birde bu işin İLAHİ ADALETİ vardır. Bu ilahi adalete KATİL kadar, bu cezayı veren hakimler de hesap verecekler bu kesin…
Mesela diyorum bu genç kızın ailesinden birisi, 14 yıl sonra bu katili tahliye olurken mapushane kapısında vurup öldürse, İNDİRİM alacak mı?
*************
AGAM O MASA BANA LAZIM !
Başlıktaki cümle ile başlayan konuyu bu köşeden, defalarca yazmışlığım vardır. Rahmetli Sabancı Holdingin kurucusu SAKIP SABANCI’nın çalışma prosedürlerinin anayasasıydı…
Rahmetli, yeni kuracağı bir şirketin başına geçireceği yöneticiyi daha önceden gözüne kestirirdi. Kuruluş tamamlanınca o gözüne kestirdiği şirketin tepesine oturacak yöneticiyi çağırır “AGAM BU MASA SENİN, BİR YILINI DOLDURUNCA BİLANÇONLA GELİR O ZAMAN GÖRÜŞÜRÜZ” der ve işi bitirirdi. O yönetici bir yıl sonunda bilanço dosyasını koltuğunun altına alıp, SAKIP AGA’nın ofisine randevu alarak giderdi. AGA dosyaya bakar, bilanço tutmuş ise o yöneticiyi bir üst mevkiye getirirdi. Tutmamış ise “agam o masa bana lazım” diyerek yolları ayırırdı. Yani AGA ışık görürse birlikteliğe devam ederdi. Bu hatırayı neden yazdım. Bu natıra da AGA halk, yani seçmen. Genel müdür ise o makama oturandı… Seçimlerde siyasi hayatta aynı böyledir. İşveren halk, çalışan o koltukta oturandır. Seçim aslında bilançonun kabulü ya da reddidir… Söz sahibi halkın işine çomak sokmak, işe devam mı tamamımı denmesi dürüstlüğün simgesi olmalı değil mi?
O MASA BANA LAZIM AGAM….!
*
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“Cinler görülebilir mi?”
By. Hürriyet’te bir araştırma yazısının başlığı
Bizden not; Cin arayanlar neden yoruluyorlar, etraflarına baksınlar ne kadar çok cin var görürler. İrdelemeye gerek var mı?
………………………………………………….
ÇÜŞ
Sen diyene sen de. Bu cümle geçtiğimiz gün Ahmet Hakan’ın yazı başlığıydı. İlk kez tuttum bir yazısını. Yıllar önce KÜÇÜKKUYU BELEDİYE BAŞKANI bir doktor vardı.
İcraatlarını ara ara eleştirirdim. Bir gün beni aradı, aklı sıra fırça atacak. Bana telefonda hitap ederken SEN diye konuşunca, sözünü kestim. ”Başkan bana ya siz de ya da telefonu kapatıyorum demiştim. Sen değil SİZ denmesini öğretmiştim yani.
………………………………………………….
BÜYÜTEÇ
Edremit zabıtası mesai saatlerinde Edremit cadde ve sokaklarını dolaşırlarken KÖREBE mi oynuyorlar diye merak ediyorum.
………………………………………
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Osmanlı bir AİLE, TÜRK bir IRKTIR
İLBER ORTAYLI
………………………………………………….
BİR ÖNEMLİ UYARI
Karşılığında avanta falan istemiyom haa ! Dikkatli okuyun bu öneriyi her yerde bulamazsınız. Bedeninizin neresinde arıza hissediyorsanız sakın HASTANEYE RANDEVU BULUP almadan sakın ama sakın hastalanmayın. Yani önce randevu alın sonra hastalının… Sağlık Bakanı hala o koltukta nasıl oturuyor bilem. Kendi hastanesinde bu randevu sorunun çözdü ise Devlet hastanelerinin sorumlusu da kendisidir… Helalleşme zamanı çoktan geldi geçti ama arkası sağlam olmalı.
************
DOĞALGAZ
Putin Avrupa’ya gaz ambargosu kuyunca Almanya’nın etekleri tutuşmuş. Elektrikle kömür üretim falan diye inceleme başlatmış. Onlarda teknolojinin her biri var. Her birinin başına gelecek bilimciler var. Ya PUTİN İLE ARAMIZ açılırsa. Ya Putin gazı gıdım gıdım vermeye kalkarsa. Yahu kömürü bile oralardan alıyoruz KALORİFER KÖMÜRÜ yani… İran falan kimsenin kimseyle faydası yok. Bu çok kritik bir durum… Kimse bu konuya eğilmiyor. Bu olası kritik durum karşısında ne yaparız sorusunu MUHALEFET bile dile getirmiyor… Anadolu’da bir söz vardır “İMİRİN İTİ GİBİ TİTRE” Bu söz daha ziyade, İç Anadolu ve SİVAS yörelerinde soğukta kalanlar için kullanılır..
***********
BAŞ
Her canlıda bir baş vardır. Milyonda bir iki başlı insanın dünyaya gelmişliği vardır ama ömürleri üç beş gün. BAŞ. Neyse BAŞ DANIŞMAN kelimesini nice zamandır takılmaktayım. Benim bildiğim BAŞDANIŞMAN bir tane olur öyle değil mi BAŞ yani tek. Ondan sonraki başlar O Baş danışmanın yardımcıları falan olmalı. Ama bakıyorum Cumhurbaşkanlığında o kadar çok BAŞ DANIŞMAN var ki bir türlü işini içinden çıkamıyorum. Kimileri her konu ayrı bir konu. Her konunun ayrı bir BAŞ DANIŞMANI olur. İyi güzelde kendi mücavir alanı dışında ahkam kesenler öteki BAŞDANIŞMANIN mücavir alanına tecavüz etmiş olmuyor mu?