SİYASET SEMİNERİ
Siyaset, bilim olarak kabul edildiğine göre SEMİNERİ neden olmasın değil mi? Bunun öncülüğünü yapmamızda hiçbir sakınca yok elbette. Tam tersine ülkemiz siyaseti için büyük faydası var.
Uluslararası bir seminer organize edilip, katılımcı ülke siyasetçilerine program sonunda katılım ve teşekkür belgesi takdim eder centilmenliğimizi de sunmuş oluruz.
Bu seminerde mesela
- Hitabet
- Eleştiri ve dozu
- Eleştiriye verilecek yanıtların doz ayarı
- Kullanılacak kelimelerin sözlük açılımı
İşte burada birinci maddedeki HİTABET ön plana çıkar… Bizim siyaset kültürümüz engin bir kaynağa sahiptir.
- Şerefsiz
- Çapsız
- Zürriyetsiz
- Çapulcu
- Hayvan
- Meczup
- Peşkirci
- Katil sevici
- Namussuz
- İt
- Çete başı
- Taife
- Soytarı
- Terörist
- Beceriksiz
- Namert
- Yalancı
- Sahtekar
- Dünyadan habersiz
- Dinsiz
- Erkeksen çık karşıma
Falan felan gibi birkaç sayfalık iltifatların nasıl siyaset diline sokulur bu metodları bu seminerde Almanya, İngiltere, Hollanda, Fransa, İsviçre, Norveç, Makedonya gibi KATILIMCILARA yudum yudum anlatarak SİYASET BİLİMİNİN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU, İHMAL EDİLMEMESİ gerektiğini anlatmamız kaçınılmazdır. Çünkü batı dünyası bu siyaset kültüründen nasiplerini almamış toplumlardır… Bu organize edeceğimiz seminerde yukarıdaki yazılı birkaç tanımı, nasıl ve nerede kullanmamız gereğini enjekte etmemiz, AB’ye neden alınmadığımızın örnekleridir. Bilsinler ve siyaset bilimi nedir öğrensinler ve aralarına alıp eksiklerini gidersinler. Seminer sonrası her birine birer hediye ve plaket verilirken, yukarıda dökümü yapılan tanımların anlayabilecekleri şekilde açıklamaları havi bir kitapçık da verilmeli… Bizi geri kalmış ülkeler sıralamasında görenler SİYASET bilimi NEDİR gözlerinin içine soka soka eğitmiş oluruz…
************
RUHSAL HASTALIK
Goronadan beter bir hastalık, şu son 10 yıldır hızını arttırarak ülkemizi katle devam etmekte. Yazmayayım dedim, bıktırdım dedim ama bu işin sonunun olmadığını gördüğüm için yazmaya devam edeceğim kanısındayım. Dün yine ULUSAL YAYININ HEPSİNDE geçilen bir CİNAYET haberi haklılığımı ortaya koydu. Evde elektrik süpürgesiyle temizlik yapan karısını çok gürültü yapıyorsun diyerek , süpürgenin kordonu ile boğup öldüren iki bacaklı sözde insan şeklindeki yaratık… Ülkenin YÜZDE 60’ı bu hastalığın pençesinde. GORONA falan halt etmiş. Aşıyı bulan UĞUR kardeşim bir de şu ŞİZOFRENİNİN aşısını bulsa haddim değil ama CENNETİN KAPISINI AÇAR VE İÇERİ GİRER… Yönetenler ve yönetilenlerin hepsi bu % 60 oranın içinde biline.
*************
YASSAH GİREMEZSİN
Oha oldum yani. Doğuştan TC mensubu olan bir insan Ülkenin HATAY iline VALİ BEYİN emriyle sokulmuyor. Kendi ülkemizde köyümüze, şehrimize VİZE ALARAK girecek hale düştüysek VİZEYİ SURİYELİLER mi verecekler? Sade vatandaşın yanı sıra ülke gündemine oturun bu YASSAHLAMA ÜSTÜNE ÜSTLÜK BİR SEÇİLMİŞ. Ülkemizde valilik makamı Sultanlık makamına dönüştü. Ağzından çıkan neyse kanun o… Eee öyleyse mülki amiri olduğun il de neler olup bittiğini sadece GÜNDEM OLMAK, TERFİ ETMEK ADINA kullanırsan bunun adına DEMOKRASİ denmez be hemşehrim. Olmaz…
Olmaz ama olduruluyor… Kitapların yazdıklarının tam tersine…
*************
CHP’DEN AKP’YE
Birbirlerine name göndererek günü gün etmekteler. Tuna’dan sonra cevap hakkını kullanan CHP ilçe TEŞKİLATI dün şöyle bir açıklama yaptı. İlçe Başkanı Deniz Onur ÖZCAN, “Murat TUNA’dan yine inciler dinledik. Belediyenin iç işleyişi Belediye Başkanımız Selman Hasan Arslan’ın sorumluluğunda ve yasaların verdiği yetkiyi kullanmaktadır. Kimsenin söz söylemeye hakkı yoktur. Varsa bir yolsuzluk mahkemeler orada” Ben yanıtın sadece bir paragrafını aldım buraya.
Kimsenin söz söylemeye hakkı yoktur cümlesi bence hatalı ve yanlış bir ifade. O bina halkın binasıdır. Kimse tanımı son derece yanlıştır. Sade bir vatandaşta Faruk Serpil parkına gidip HYDE PARK misali, kendini yönetenden hesap sorma hakkı vardır. İllaki mahkeme kapıları değil. Üstüne üstlük CHP Genel Başkanı sık sık ulusal yayında baş sayfada yayınlanan “BELEDİYELERİMİZ HALKA HESAP VERME ZORUNDALARDIR” demiyor mu, ben mi yanlış hatırlıyorum?
**********
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞ YER
“Ah şu ANKET ŞİRKETLERİ AH”
By: BİR KÖŞE YAZARI
Bizden not: Erdoğan “bu şirketlerin bulgularını dikkate almayın” diyor. Öte yandan Sarayın Basın gibi gazetecisi olan A.SELVİ her gün anket bulgularını yazıyor… Bahçeli de “Kefeni kendileri giyecekler” diye bu şirketlere yükleniyor.
Yukarıda yazdığım gibi siyaset kültürüm NUMBER ONE.
…………………………………………………
ÇÜŞ
Bana Edremit’i anlat babaaaa… Anlatayım bebeğim anlatayım. Tee ELLİ yıl öncesi Edremit’in büyüyüp askere gideceğine, gelinlik kız olacağına o zamanlar kimse inanmamış olacaklar ki. Bugün şehircilik alanında sınıfta kalıp duruyoruz.
…………………………………….
BÜYÜTEÇ
EĞİTİM MÜZESİ DİYE YIRTINIYORUM.
O ne, yenir mi, içilir mi diye yüzüme bakıyorlar… Bu güzel ilçeden kimler geldi kimler geçti. Bilelim diyorum, bilsen ne olur bilmesen ne olur diyorlar.
………………………………………………..
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Lafla davar güdülmez
Sokak jargonu.
……………………………………………
27 yıl
Kimler geldi kimler geçti şarkısı gibi. Çeyrek asrı sıyıran bir zaman dilimi. Kendini görmek isteyen gelsin TEL TEL arşivini karıştırsınlar. Maziye bir bakıver neler neler bıraktık ayrı bir lezzetli şarkıdır.