
CUMARTESİ GÜNLERİ AYAR VERMEK GİBİ Mİ?
Yook sadece değişik kulvarlarda, bir nebze olsun içinizi ferahlatmak, kara sayfalardan uzak olmanın dayanılmaz keyfi…
Ayar dedim de, bu bir mekanizmanın ayar edilmesi değil yani. Bir saat ayarı falan hiç değil. Biraz ucundan argo vari bir ayardır bu.
TBMM, bu milletin meclisidir.
Çoluk çocuk, yaşlı, gençlerin her türlü huzur içinde yaşatılmasını sağlayan bir kurum. En tepedeki kurum yani. Ama gel gelelim son günlerde bu kurumda bize hizmet etmek zorunda olanların birbirlerine ayar vermeleri.
Bu ayarı yaparken dillerinin ayarları bozuluveriyor zülfiyare dokunulduğunda ”Şerefsiz, ahlaksız, terbiyesiz, terörist, hırsız vs.” gibi gayri ahlaki ayar vermeler. Sana ayır oldum der sokaktaki argo severler ya… Üstü kapalı olanı da var, anadan üryan olanları da…
Ayar nasıl veriliyor mesel;
*Sen gidiyorum de ben bileti keserim
*Ben seni tesbihime dizer tövbe tövbe diye çekerim
*Sofular günah demişler, ben doldurur kim günah benim kime ne?
*Fazla nazik olma seni çırak diye yollarım
*Hayat tesbih gibidir. Bazen sallamak, bazen çekmek içindir
*Rakı her şeyle içilir ama salakla içilmez
*Uçmak istiyorsan hayal kurma, biz seni uçururuz ama inişin kötü olur.
*Ölmeyi göze aldıkta, yanımızda kimi götüreceğiz onu düşünüyorum.
*Her köpek havladığında aklıma sen geliyorsun
*Boş teneke gibi sen çıkarsan her yerden, tırnağa icraatla doldururum.
*Krallar can vermeden taçlarını bırakmazlar
*Sana insan ol demiyorum, hiç olmazsa taklit yeteneğini geliştir
*Zor günümde yanımda olmuyorsan, iyi günümde işin ne?
*Küçük insanlar başka insanları tartışır, akıllı ol
*İnsanların lafına kanıp, insan harcama
*Laflarınla büyüdüğünü sanıyorsun, karaktersizlikle kaç kuruşluk ederin olduğunu gösteriyorsun
*Kuyuya dikkatli bak, içine düşersen boğulursun
*Pişmanlığı merak ediyorsan ben sana öğretirim
*Rüzgara hakim olamıyorsan, yelkenlerini ona göre ayarla
*Kişiliğine öyle bir ayar yap ki, bakışların ibret olsun
*Ayar isteyene ayar, sopa isteyene sopa
*Ayar saniyenin peşinde koşmaktır, haberin olsun
*Ramak kaldı patlamaya, sabrın ayarı bozuldu, haberin olsun
*İnsanları ayarlama enstitüsü kurulmalı, ilk adayım sensin.
*Kesin lan, saatin gongu çalıyor
*Ayıp, olmuyor mu?
*Ne ayaksın lan sen, adımlarını ayarlarım haberin olsun
*Buranın dayısı sen misin?
*İnsanı ayarlamak zordur, ama !!
*Caka satmak senin gibi uyuza mı kaldı?
*Utanması olmayan kişinin ayarsızlığındandır
*Herkes göründüğü gibi olması için ayar ister, ben iyi ayarlarım
*İsteği, iradesi arzusu olmayanlardansın gel sana bir ayar çekeyim
************
KİME GÜVENİYORSUN?
Güzel nasihatlar vardır. Anlayana yol gösterir… Bu nasihatların en verimlisi GÜVEN üzerine söylenen sözler, nasihatlardır. Mesela;
*Dostluğu öldüren en tehlikeli silah güvensizliktir
*Aklımdan sorular gitmeden kalbe güven yerleşmez
*Kadınlar beğendikleri için aşık olmazlar, güvendikleri için aşık olurlar
*Güvensizlik başladığında samimiyet olay yerini terk eder
*Güvenilmek sevilmekten iyidir
*Güven bir ayna gibidir. Bir kez çatladı mı hep çizik gösterir
Nasıl ama Cumartesi’nin dayanılmaz tadını zerk edebiliyor muyum?
***********
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“Güneşin asık yüzünü paylaştı”
BY. Gazeteler
Bizden not: Tevekkeli değil yüzümüz gülmeyi unuttu.
**********
ÇÜŞ
Tansiyona kestane iyi geliyormuş. Çizik olanı mı acaba?
……………………….
BÜYÜTEÇ
Edremit Belediyesi yağmur sularıyla mücadele başlamış. Doğalgaz yetişti imdadımıza. Cadde ve sokaklar Belediyenin aklına getirdi.
………………………….
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Büyük takımlar yerlerini ruhlara bıraktılar
O.U.T
……………………………………………….
HAYYAM’I ANMADAN OLMAZ
Benim tutkundum onun rubaileri;
“ Yerin dibinden, yıldızlara dek
Ermediğimiz sır kalmadı pek
Her düğümü çözmüş insanoğlu
Ecel düğümü var mı çözecek?
*
Nice kendine gel, sonra meyhaneye
Kalender ol da gir kalenderhaneye
Bu yol kendini yenmişlerin yoludur
Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye
*
Ne yazık pişmiş ekmek çiğlerin elinde
Ne yazık, çeşmeler cimrilerin elinde
O canım Türk güzeli kömür gözleriyle
Çaylakların, uğruların, eğrilerin elinde
*
Kambur felek sen ne konaklar yıka geldin
Kin beslersin bize, zulüm eski adetin
Şu kara toprağın göğsünü bir yarsalar
Ne inciler, yatar içinde bilir misin?
*
Bir testi aldım çarşıdan ucuza
Gizli gizli neler anlattı bana
Bir şahdım, dedi, altın kupham vardı
Şimdi neyim? testi oldum şaraba