SİYASET VE HALK
Siyaset denilen balçık, kimilerinin iştahını açar ne olursa olsun siyasetçi olacağım diye çalmadığı kapıyı bırakmaz.
Yalvar yakar bir partiden atılır bu balçığın içine. Ve işte o zaman kendi kişiliğinden çıktığının farkında değildir. Ama artık o kazandan yemek yemeye başlar. Yalvardığı günleri unutur, borç istediği kişilere bile yüksekten bakmaya başlar. Ezdikçe ezesi gelir. Tatmin olur. Bir yıla varmadan usta bir keşkek kazanının başındaki tokmakçı gibi vurur da vurur. Ezilenler feryat felir elim kırılsaydı falan.
Delikanlının biri kız kaçırmış. Kız babasının ısrarı üzerine davacı olur. Kız mahkemede;
-Zorla ayakta ırzıma geçti der
Hakim
-Bak kızım sen uzun boylusun bu adamda kısa boylu nasıl oldu bu iş?
-Zor oldu hakim bey, ama ben biraz eğildim.
Yani seçmen ve seçilenin durumu…
**************
SİYASETTE GÜVEN
Bir parti liderini, bir başka partiden biri ziyaret eder.
-Ben partimden ayrılıp sizin saflarınıza katılmak istiyorum.
Ziyaret edilen parti lideri, bu siyasetçinin söylemindeki içeriği beğenir. Adamı partisine alır. Adam “ben hem güvenmek, hem güvenirli olmak istiyorum” dediği için bu transfer gerçekleşmiştir. Güven yaşamda çok büyük yeri olan bir sosyal içerik…
Şovelye, uzun yıllar sürecek HAÇLI Seferine çıkacaktır.
Genç ve güzel karısını kendisine sadık ve en güvendiği arkadaşına;
-Bak azizim, karımın bekaret kemerinin anahtarını sana emanet ediyorum. Sana çok güveniyorum, savaşta ölürsem anahtarı karıma verirsin. Vedalaşırlar. Şövalye kasabadan çıkmak üzereyken arkadaşı atını dört nala sürerek şövalyeye yetişir.
- Yanlış anahtar vermişsin bu anahtar açmıyor der.
Kıssadan hisse.
Yahudi ne demiş? “oğlum, Salamon bana bilem yüvenme”
***********
DİKTATÖR VE ELEŞTİRİ…
Bir ülkenin diktatörü, kendisi hakkında şehirde abuk sabuk söylemleri duyunca tepesi atar.
Yardımcısını çağırır
-Çık şehre cadde ve sokaklarda dolaş bu abuk sabuk hakkımdaki sözleri kim söylüyor bul getir der.
Bir iki gün sonra bu sözleri söyleyen yaşlı bir adamı bulup DİKTATÖRÜN KARŞISINA getirirler
-Hakkımdaki bu sözleri sen mi söyleyip, yayıyorsun?
-Evet
-Uydurduğun bu yalanlar itibarımı sarsıyor
-Evet ama bu benim mesleğim
-Her seçimde bu milletin beni çok büyük oy farkı ile seçtiğini bilmiyor musun
-İşte bu hikayeyi ben uydurmadım…
Al bi kıssadan hisse daha…
**************
DOĞAL FELAKET SONRASI
Bir kasabada, doğal felaket olur. Detaylı bir soruşturma açılır. Çürük binaların yapımına imza veren, inşaat ruhsatına imza atan belediye başkanı, imardan sorumlu her kişi hakkında dava açılır. Ağır cezada yargılanma talebi sonrası, çalışanlardan biri
-Başkanım sen her zaman bize, arkanızda ben varım derdin şimdi ağır cezada yargılanıyoruz. Ömrümüz mapusta geçecek
-Amaan. Aliciğim, göreyim seni bir can için beni mahcup etme…
**************
TABİAT VE PARA
Tabiatın hoyratça tahribi Kızılderili şefinin herkese ders olacak sözleri bugün bile bütün belediye binalarının girişine asılacak cinsten;
Son ırmak kuruduğunda
Son ağaç yok olduğunda
Son balık öldüğünde
Beyaz adam paranın yenmediğini anlayacak !
Nasıl ama? Anlayana ama bizimde başımıza gelen bu doğa afetlerinin sebebini hiç araştırmayan son derece kültür birikim olan yöneticilerimize saygılarımı sunarım…
******************
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“iklim mi biz mi suçluyuz?”
By; GAZETECİ FULYA SOYBAŞ’ın haber başlığı,
Bizden not: Elbette biz… Büyük sözü dinlemiyor ki.
…………………………………
ÇÜŞ
Hatay VALİSİ AKP’den VEKİL ADAY ADAYI olmuş. Kafalı adam ileriyi görür. Dokunulmazlığı kapacak, Yersen. Biz yemiyoruz da, yiyenlere afiyet olsun.
…………………………….
BÜYÜTEÇ
Edremit Belediyesi gazete ilanlarını kesti. Afferin ona, arttırdığı para ile maaşları öder… Maaşlar aksıyor falan deniyor da…
…………………………………………….
KULAEĞINIZDA KÜPE OLSUN
Sakla samanı, gelir zamanı
ATASÖZÜ
*******************
BOZA İÇ, STRESİ YEN
Prof.Dr. LEXTİNGTON böyle bir açıklama yaptı.
Eyi güzel be hoca, bir de bozanın litresinin litre fiyatını da yazsaydın da tedbirimizi alsaydık… Hem herkesin
Tee İstanbul’un VEFA semtine gidecek parası var mı ki?
***************
AFAD
Mübarek kurum Holdingleri geçti ama, hiçbir üretimi yok. Vatandaş yağdırsın parayı, AFAD serpiştirsin. İstanbul ile ilgili rapor, bu Holding’in !! raflarına kaldırılmış… E o zaman halkta cebindeki parayı kendi eliyle fakir fukaraya dağıtsın.
****************
ÇADIR
Malzemeler gelir, demir aksamı yere çakılır, branda gerilir al sana çadır. Bu kadar kolay yani. Atma kazın ayağı öyle değil. O çadırların kurulacağı mahalleler önemli. Yumuşak toprak olmayacak. Zeminden biraz yüksek yer olacak. Dere, çay kenarları olmayacak. Etrafında çürük ağaç olmayacak falan felan yani ÇADIR KURMAKTA bilimsel bir iş. Ama ne yazık ki, ben yaptım hikayesi ülkemizde pek geçerli bir icraat şeklidir.
Çadır kurmakta ülkemizde MEHMETÇİKTİR… Hiç olmazsa Mehmet’ten akıl danışın. Utanmaya gerek yok. Öğrenmenin yaşı yok derler siz bu sözü bilmiyor musunuz?
Öğren de gel… Kıçınız sıkıştığında MEHMET’im demesini biliyorsunuz, ama… Geçtiğimiz gün deprem sonrası çadırda yaşayanların çadırlarını SEL aldı götürdü. Nereye kurmuştunuz sahi?