OSMANLI TOKADI… ÞAPLATAN TÜYÜP GÝDÝYOR paþalar gibi sýnýr ötesinin her bir yanýnda keyif sürüyorlar…
Ayaðýnda gundura, paracýklar gelir dura dura, misali… Zeki ve çevik vatandaþlarýmýzý ayakta uyutup paralarý cukkalayanlar, ellerini kollarýný sallaya sallaya çekip gidiyorlar. Dolarlar, Avrolar da beraber elbette…
Uzan’lar ailece tüydüler, paþalar gibi hayat sürüyorlar… Son numara Çiftlik Bank’ýn köse midir her ne haltsa bacak kadar veledi milyarlarý TOKATLADI tüydü. Þimdilerde DUBAÝ’de keyif sürüyormuþ.
Bu velet bilmiyorum kýrmýzý bültenle aranýyor mu? Þayet kýrmýzý kart taþýyorsa uluslararasý statüye tabi olarak neden enselenmiyor?
Ben þahsen bu velette suç bulmuyorum… Paracýklarýný kaptýran saftirikleri de yargýlamalý…
Yiye yiye bitiremediler diyeceðim ama, acýsý þimdi çýkýyor, devlet kasasýna fare düþse kafasýný yaracak…
Vergi sistemi sýfýra sýfýr elde var sýfýr. Az kazanandan da ayný vergi oraný, trilyoner olanda ayný vergi oraný.
Ýki þarký söyleyip, marka don giyen sözde sanatçýdan da ayný oran… Mesela geçenlerde de yazmýþtým.
Sokakta görenlerin % 80/90’ýnýn tanýmadýðý dizi oyuncusu, þarkýcý, manken her ne halt ise her hafta ulusal yayýnda giydikleri ayakkabý, don gömlek, gözlük, çanta fiyatlarý fotoðraflý olarak yayýnlanmakta.
Nereden buldun ve serbest ekonomi çerçevesinde vergi bilem vermiyorlar, görmemiþin oðlu gibi poz verip, bir matah gibi sýrtarýyorlar…
Devlet ne yapýyor, sýkýþýnca kemerleri sýkacaðýz cümlesini, marþ haline getirip, yine halka sunuyor.
Özal beyefendiye kusura bakmasýn rahmet okuyamýyorum. Cemaatleri de baþýmýza saran o, serbest ekonomiyi de baþýmýza saran o, benim vatandaþým iþini bilir diyerek, yolsuzluða yol veren de o…
Hiç unutmam, Ana haber bülteninde yayýnlanan bir STK’larý ile toplantýsý yayýnlanmýþ ekonomik olarak sýkýntý olan günlerdi. Dinleyenler arasýnda tüm iþ adamlarý da vardý. Önde oturanlar arasýnda rahmetli SAKIP AÐA ‘da…
Özal, Sakýp aða ve eþ deðer Holdinglere taþ attý, büyük bir taþtý… Ama rahmetli Sakýp aða, o taþý aldý ve geri attý … “bugün bütün paralarýmý çekip, yatýrýmlarýmý durdursam, sen bakanlýðýn kapýsýndan giremezsin çünkü girecek bakanlýk kapýsý bulamazsýn” demiþti. Þimdi öyle yürekli iþ adamlarý yok.
********
TASARRUF… Gazete patronlarý kaðýt konusunda büyük sýkýntý içindeler… Tuvalet kaðýdýna bile bok atacak kara cahiller türedi.
Geçtiðimiz gün, kredi kartýmý yapýlandýrmaya gittim, emekli maaþýmý aldýðým devlet Bankasýnýn þubesine…
Müþteri temsilcim iþlemlere baþladý. Hesap kitap v.s.. inanýn tam 40 sayfa A4 imzalattý… Bu kafa ile biz ancak Armut bile toplayamayýz… Sanki Banka ile ortaklýk yapmaya gittim.
Komik, saçmalýk, müsriflik, güvensizlik…Yahu güvensizlik demek bile saçma. Benim emekli maaþým senin kasanda. Yani kellem senin elinde. 40 sayfa neyin israfý?
Kaðýt israfý deyince bu köþeden sýk yazdýðým gerçek bir aným var. Yýllar önce 1964-1971 yýllarý arasýnda Amerikan Yardým ÞEFÝ olarak, AÝD teþkilatýnda çalýþtým. O tarihlerde Amerikan hükümeti, dünyadaki tüm Askeri üslerin bir genelge gönderdi…Tasarruf konusunda yapýlacak önerilerin rapor halinde, Üs komutanlýklarýna verildiðinde, Belçika merkezinde toplanacak, Amerika’ya gönderilip, onay alan tasarruf bütün üsler baz alýnarak tasarrufun %10’nu milliyeti ne olursa olsun teklif sahibine verilecek denmiþti. Yalova Karamürsel hava üssünde çalýþan bir Türk depo görevlisi, “depo çýkýþ belgesi olarak 4 ayrý kapýdan belge alýnýyordu. Bu Türk o 4 kaðýdý tek A4’e zýmbalý olarak uyguladý. Onay gördü ve aldýðý %10 ile Yalova da ilk büyük market açtý.
Ýmdii, Amerika’nýn tasarrufa ihtiyacýmý vardý. Evet havaya giden her kuruþun bir deðeri olduðunu bildiklerinden ve vergi sistemlerinin mükemmelliðinden bugün DEV bir ülke olarak dünyaya meydan okuyor… Biz 4 bin liralýk bir banka borcu için 40 sayfa belge imzalatýyoruz.
Ne yazýk ki, boþa çalýþan bir beyin yapýsý…
Vee geçtiðimiz gün sayýn Cumhurbaþkaný, Kýrgýzistan’da bir caminin açýlýþýna gitti. Kurdelayý kesti.
O, 350 bin dolara mal olmuþ ve tüm parayý biz ödemiþiz… Kýrgýzlar 350 bin dolara tekstil fabrikasý kurmuþlar 1500 kiþi istihdam edilmiþ…
Ýsraf deðil de nedir bu? Caným kardeþim diye sarýldýðýmýz hangi ülke KIBRISI tanýdý?
*********
VATANDAÞ TÜRKÇE KONUÞ… Ulusal yayýnda geçtiðimiz gün, yarým sayfa renkli bir reklam yayýnlandý.
Muhteþem bir deniz manzarasýnýn ortasýna JOÝN THE HAPPÝNESS yazýyor ve alta Turizm þirketinin logosu. Hepsi bu kadar… Sayýn Erdoðan Baþbakanlýðý döneminde iþ dünyamýza bir nasihatta bulunmuþ ve “iþletmelerinizi Türkçe isim koyun” demiþti…
Join the happiness diye mutluluða çaðýran bu firmanýn sahibi bugün, Turizm BAKANI …
Sayýn Bakan bu kadar yabancý dile meraklýysa bu reklamý Avrupa gazetelerine verse daha verimli olmaz mýydý? 80 milyon insanýmýzýn kaçý bu cümleyi anlayacak?
Al sana bir tane daha görmemiþin oðlu olmuþ bir reklam zihniyeti daha…
*********
PÝS… Temizlik imandan gelir düsturunu manþet yapan bir dinimiz var ama neden biz pisiz?
Tee japonya’dan gelen turistler, turizm bölgelerimizde kýyý kenarlarýnda poþetler dolusu pislik topluyor. Bütün kýyý þeritlerimiz ayný fotoðrafý veriyor. Bütün piknik alanlarýmýz katý atýk çöp merkezi gibi… Neden pisiz?
Zýkkýmlandýðýnýn atýklarýn yere atan, içtiði pet su ve meþrubat kutularýný saða sola savuranlar, Çocuðunun altýný deðiþtirip boklu bezi yere kaydýranlar, saymakla bitmez. Ama konu dinden imandan açýldýðýnda mangalda kül býrakmayanlar nasýl Müslümaným diyebiliyorlar.
Körfezimiz de ayný… Akçay Yenimahalle kýyý þeridi ayný durumda. Temizlik Ýþleri Müdürü kardeþimden geçen yaz rica etmiþ 2 plastik kontenyer talep etmiþtim. Ertesi gün ikisi de kýyýnýn saðýna ve soluna konuldu. Gelin görün pisliði. Belediye her inanýn tepesine bir zabýta mý dikecek?
Pislik, tembellik içimize iþlemiþ… Bu pisliði yapanlar evlerine gittikten sonra, süslenip, püslenip akþam kordona çýkmaya nasýl yüz bulabiliyorlar kendilerinde.
Fiziki ve ruhi pislikten kurtulduðumuz gün belki ! adam oluruz.
********
AKÇAY ÞEHÝR SUYU ÞEBEKESÝ… Sordum bu yatýrýmýn anahtar teslim ederi nedir? Diye. TIK yok…
Edip Aða giderayak bu kazýðý attý ve by by dedi. Sadece kazýlýp, enkaz halinden sonra taþ döþeme iþinin maliyetini sorduk, TIK yok.
Balýkesir’de 3 gün þehir suyu akmadý. Balýkesir basýný ayaða kalktý. Elbet kalkacak. Akçay’da cetveli soksan su çýkýyor. Bu proje hayata geçtiðinde artezyen motorlarý iptal olacakmýþ. O motorlarýn parasýný öde öyle sök, eyy Büyükþehir. Millet sokakta bulmadý o motorlarý.
Ve demedi demeyin, bu iþ Akçay’da büyük KAOS yaratacak…
*******
ÞARBON… Bu hastalýkla hayvanlarý bizatihi devlet mi ithal etti yoksa, ihale ile bir kuruluþa mý verildi?
Tehlikeli bir hastalýk. Ülkenin çeþitli illerinde ortaya çýkmaya baþladý..
Ekonomik olarak bu iþin bir baþka yönü daha var. KASAP ESNAFI büyük darbe yiyecek. Ýki gün önce Ana haber bültenlerinde sokaktaki halk “et yemiyoruz artýk, kasabýn önünden geçemiyoruz denmeye baþlandý…”
Bu olay iyi ki EDÝP UÐUR döneminde yaþanmadý… Malum 2 yýl Körfezde hiçbir özel mezbahaya ruhsat vermemiþti. Oðlunun Balýkesir’de ENTEGRE kesim mekaný vardý. Kabak onun baþýna patlar, yer yerinden oynardý. Sýyýrdý yani.
*******
DÜÞÜNCENÝN BÝTTÝÐÝ YER
“HIYAR % 13.3 artýþla krallýk yerini koruyor”
By; gazeteler
Bizden not. Ayýp ya salatalýða hýyar diye neden hakaret ediyorsun?
………………………..
ÇÜÞ
Mercimek kas güçlendirirmiþ. Ben demiyom TIP Otoriteleri diyor. Aman haa, o da ithal ediliyor. Neme lazým içinde beyin fýtýðý yapan bir virüs vardýr, neme lazým!
……………………………………….
BÜYÜTEÇ
Kýzýlkeçili köyünün giriþi kimin sorumluluðunda? Þöyle bir turistik köye giriþ gibi olsun diyorum hani. Ne o öyle pislik içinde…
……………………………………..
KULAÐINIZDA KÜPE OLSUN
Koyun can derdinde kasap et…
ATASÖZÜ